20. Hukuk Dairesi 2015/15086 E. , 2016/2179 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 10. Asliye Hukuk ve Bakırköy 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının tüketici olduğu, davada tüketici işlemi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Tüketici Mahkemesi ise, tarafların ticari faaliyet dolayısıyla sözleşme yaptıkları, tüketici olmadıkları gerekçesiyle, karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” şeklinde açıklandıktan sonra, 2. maddesinde “Bu Kanun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 4822 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin (e) bendinde tüketicinin, “Bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan gerçek ve tüzel kişiyi”; (h) bendinde tüketici işleminin, “Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukukî işlemi”, (f) bendinde satıcının, “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek ve tüzel kişileri”; (c) bendinde ise malın, “Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları” ifade edeceği belirtilmiştir. 23. maddesinde de, bu Kanunun uygulaması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı, düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı vekilinin, taraflar arasında, ilk yüklenici olan davalının toprak sahibiyle imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin protokol düzenlenerek davacı tarafından devralandığı, davacının protokol gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ancak davalının devretmesi gereken bağımsız bölümlerin tapularını devretmediğini ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tescili, olmadığı takdirde ise, bedellerinin tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açtığı, anlaşılmaktadır. Davanın yukarıda belirtilen niteliğine, göre taraflar arasında tüketici ilişkisi bulunmadığı, ticari ve mesleki amaçla haret ettikleri, her ne kadar davacı şirket tacir ise de, davalının gerçek kişi olup, tacir olmadığı anlaşılmakla, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/02/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.