13. Ceza Dairesi 2018/5867 E. , 2018/15983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 23.05.2006 gün ve 2016/8258-5058 sayı ile; hükümlü ... hakkında inceleme dışı mağdur ...e yönelik eylemi nedeniyle cinsel taciz suçundan TCK"nun 105 ve 53. maddeleri ile mağdur ..."ye yönelik eylemi nedeniyle hırsızlık suçuna teşebbüsten aynı Kanunun 142/2-b, 35 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.01.2008 gün ve 2016/449 esas ve 2008/20 karar sayılı kararı ile; hükümlünün, cinsel taciz suçundan TCK"nun 105/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis; hırsızlık suçuna teşebbüsten TCK"nun 142/2-b, 143/1, 35/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden aynı Kanunun 53. maddesi gereğince hak yoksunluklarına karar verildiği,
Hükümlerin hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 03.03.2014 gün ve 2011/17880 esas ve 2014/3652 karar sayılı ilamı ile; hırsızlık suçuna teşebbüsten kurulan hükmün onanmasına; cinsel taciz suçundan kurulan hükmün ise bozulmasına karar verildiği,
Hükümlü müdafiinin 07.05.2014 tarihli dilekçe ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 03.03.2014 gün ve 17880-3652 sayılı hırsızlık suçundan verilen onama kararına karşı CMK"nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulmasını talep ettiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 07.04.2015 gün ve 213523 sayı ile; itiraz sebeplerinin daha önce dile getirildiği, Özel Dairece yapılan incelemede bu konuların değerlendirildiği, hükmün esasına etkili bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı, karara itiraz etmeyi gerektirecek neden bulunmadığı için itiraz yoluna gidilmediğinin hükümlü müdafiine bildirildiği,
Hükümlü ... hakkında inceleme dışı mağdur ...e yönelik cinsel taciz suçundan verilen bozma kararı sonrası devam olunan yargılama sonucunda Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince 29.12.2015 gün ve 2014/194 esas ve 2015/638 karar sayılı kararı ile; şikâyetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verildiği ve bu hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
Hükümlü ... hakkında mağdur ..."ye yönelik hırsızlık suçuna teşebbüsten verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik, hükümlü müdafii tarafından 08.02.2016 tarihli
./.
dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince 15.02.2016 gün ve 2006/449 esas ve 2008/20 karar sayılı ek karar ile talebin reddine karar verildiği, hükümlü müdafiince bu karara itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince 10.03.2016 gün ve 2016/237 değişik iş sayılı karar ile itirazın kabulüne, infazın durdurulmasına ve yargılamanın yenilenmesine karar verildiği,
Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açılarak tanıklar ... ve Süleyman Yasin Gökçe"nin dinlendiği ve yargılamanın yenilenmesi sonucunda 21.02.2017 gün ve 2006/449 esas ve 2008/20 karar sayılı ek karar ile; 30.01.2008 tarihli hükmün, 5271 sayılı CMK"nun 323. maddesinin 1. fıkrası uyarınca onaylanmasına karar verildiği, söz konusu ek kararın hükümlü müdafiince 25.02.2017 tarihinde temyiz edildiği, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince kanun yollarına başvurma bildiriminin yanıltıcı nitelikte yapılması nedeniyle ayrıca 27.02.2017 tarihli dilekçe ile ek karara yönelik itiraz kanun yoluna başvurulduğu,
Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince 03.03.2017 gün ve 2006/449 esas sayılı kararı ile; sanık müdafiinin itirazının reddine karar verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesince 08.03.2017 gün ve 2017/295 değişik iş sayılı kararı ile; ek kararın temyize tabi olduğu gerekçesiyle itiraz konusu bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, Ek karara karşı 10.03.2017 tarihinde Cumhuriyet Savcısı; 27.03.2017 tarihinde de sanık müdafii tarafından temyiz talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
İncelenen dosyada çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece hükümlü hakkında hırsızlık suçuna teşebbüsten verilen 30.01.2008 tarihli mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesi sonucu Dairemizin 03.03.2014 tarihinde onanmasından sonra, hükümlü müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yerel mahkemece yeniden yapılan duruşma sonunda 21.02.2017 tarihinde verilen önceki hükmün onaylanmasına ilişkin kararın istinaf yasa yoluna mı temyiz yasa yoluna mı tabii olduğudur.
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesi, “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
7 Kasım 2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi gazetede Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacağı ilan edilmiş ve aynı tarihte Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete başlamıştır.
Görüldüğü üzere, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başlama tarihi olan 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddelerinin uygulanacağı, 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ... hakkında mağdur ..."ye yönelik hırsızlık suçuna teşebbüsten verilen mahkûmiyet hükmünün Yargıtay 6. Ceza Dairesince 03.03.2014 gün ve 17880-3652 sayı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, sanık müdafii tarafından 08.02.2016 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince 15.02.2016 gün ve 2006/449 esas ve 2008/20 karar sayılı ek karar ile bu talebin reddine karar verildiği, sanık müdafiince karara itiraz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince 10.03.2016 gün ve 237 sayı ile itirazın kabulüne ve yargılamanın yenilenmesine karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince 21.02.2017 gün ve 2006/449 esas ve 2008/20 sayılı ek karar ile; 30.01.2008 gün ve
./.
2006/449 esas ve 2008/20 karar sayılı hükmün 5271 sayılı CMK"nun 323. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onaylanmasına karar verildiği, söz konusu bu kararın sanık müdafiince 25.02.2017 tarihli dilekçe ile temyiz edildiği, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince kanun yollarına başvurma bildiriminin yanıltıcı nitelikte yapılması nedeniyle sanık müdafiinin ayrıca 27.02.2017 tarihli dilekçeyle de ek karara yönelik itiraz kanun yoluna başvurduğu, itirazı değerlendiren Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesince 08.03.2017 gün ve 2017/295 değişik iş sayılı kararı ile, ek kararın temyiz kanun yoluna tabi olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, ardından 21.02.2017 tarihli ek kararın Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; hükümlü hakkında Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesince 21.02.2017 gün ve 2006/449 esas ve 2008/20 karar sayılı ek karar ile; 30.01.2008 gün ve 449-20 sayılı hükmün 5271 sayılı CMK"nun 323. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onaylanmasına dair verilen hükmün Bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş bulunması nedeniyle kanun yolu incelemesinin istinaf olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 15/11/2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY:
5320 sayılı Kanun 8/1. maddesi Bölge Adliye Mahkemelerinin de faaliyete girmeden verilen kararların kesinleşinceye kadar Yargıtay Ceza Daireleri ile Ceza Genel Kurulunda görüşüleceği mealinde düzenleme içermektir. Yani merci tayini gibi işin esasına girilmeden verilen kararlar hariç daha önce Yargıtay"a gelmiş daire veya Genel Kurul incelemesinden geçmiş kararların inceleme yeri Yargıtaydır. Bu kararlar bölge mahkemelerde istinaf yoluyla denetlenemezler.
Olayımızda sanık hakkında mağdura yönelik hırsızlık suçuna teşebbüsten verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 03/03/2014 ve 17880-3652 sayı ile onaması üzerine kesinleşmiştir. Yani yargıtay incelemesinden geçmiştir.
Bundan sonra sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi üzerine itiraz sonunda itirazı inceleyen Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin itirazı kabul ettiği ve yargılamanın yenilenmesine karar verdiği bu karardan sonra asıl mahkeminin onama kararı verdiği bu kararın temyiz edildiği görülmektedir.
Ortada kesinleşse bile denetlenip kaldırılan bir karar vardır. Bu karar Yargıtay 6 Ceza Dairesinin onamasından geçmiş bir karardır. Yargılamanın iadesi kararının yerinde olup olmadığı dosyada önceki delilleremi yeni delillere göremi karar verildiğini denetleme görevinin Yargıtay"da olduğu aksi takdirde dolaylı yollada olsada daha önce Yargıtay incelemesinden geçen ve onanan bir kararın Bölge Adliye Mahkemelerince denetlenmesi gibi bir sonuç çıkarır ki bu kanun özüne ve sözüne uymaz. Bu nedenle söz konusu yargılamanın iadesi kararı Yargıtayın onanan kararını kaldırdığından yine Yargıtayın denetlemesi gerekir. Aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.