19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8203 Karar No: 2015/11091 Karar Tarihi: 16.09.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/8203 Esas 2015/11091 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka, davalı şirket ve diğer davalıların kefilliklerinin bulunduğu genel kredi sözleşmesinde yer aldığını ve kredi borcu ödenmediğinde takibe gidildiğini ancak davalıların itirazları sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, kredi sözleşmesinde asıl borçlunun kendisi olduğunu ve ipoteğin kendi yararına verildiğini bildirerek davanın reddini, %20 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Diğer davalı kefiller ise kefaletlerinin sona erdiğini bildirmişlerdir. Mahkeme, ipotekli takip sonuçlandırılmadan davalı şirkete karşı yapılan takibin İİK 45. maddesine aykırı olduğunu, diğer davalı kefillerin kefaletlerinin sona ermediğinin kanıtlanmadığını ve böylece borçtan sorumlu olduklarını belirterek, davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Kararda, İcra ve İflas Kanunu'nun 45 ve 67. maddelerine atıfta bulunulmuştur. İİK 45. madde, bir alacağın ipotekle teminat altına alınması halinde, ipotekli alacağın dışında takip yapılmasını kısıtlamaktadır. İİK 67. madde ise icra müdürlüklerince takibi yapılan alacaklarla ilgili inkar tazminatı taleplerini düzenlemektedir.
19. Hukuk Dairesi 2015/8203 E. , 2015/11091 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların da kefil olarak yer aldıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkilince aleyhlerine girişilen takibe davalıların itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 oranında icar inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin kredi sözleşmesinde asıl borçlu olarak yer aldığı gibi ipoteğin de müvekkili şirket yararına verildiğini ve ipotekli takip sonuçlandırılmadan davaya konu takibin yapılmasının İİK 45.maddesine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuş ve %20 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Davalılardan.. ve ... vekili müvekkillerinin kefil olarak imzaladıkları sözleşme sonrasında kefaleti sonlandırdıklarını davacıya bildirdiklerini, davalı şirkete ortaklıklarının sona erdiğini, böylece kredi borcundan sorumlu bulunmadıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı banka tarafından aynı alacağa dayalı olarak davalı şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı ipotek tutarlarının takibe konu borç tutarlarının üstünde olduğu böylece ipotekli takip sonuçlandırılmadan davalı şirkete karşı yapılan davaya konu takibin İİK 45. maddesine aykırı bulunduğu, öte yandan benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda diğer davalı kefillerin kefaletlerinin sona erdiğinin kanıtlanmadığı ve böylece bu davalıların takibe konu borcundan sorumlu bulundukları gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın ve davalı şirketin tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla itirazın kısmen iptaline takibin 35.855,24 TL asıl alacak, 1.838,57 TL işlemiş faiz, 91,92 TL .. ve 269,54 TL ihtarname masrafı ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, İİK 67. maddesi uyarınca 14.342,09 TL icra inkar tazminatının bu davalı kefillerden tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, hüküm davacı ve bir kısım davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.