19. Hukuk Dairesi 2018/285 E. , 2019/5221 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf taleplerinin esastan reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirketin deri üretim, davalı şirketin ise ham deri tedarik işi ile uğraştığını, taraflar arasında 2013 yılından bu yana ticari ilişki bulunduğunu, davacının davalı tarafa 3 adet senet keşide etmek, 3 adet de ciro etmek suretiyle toplam 6 adet senet verdiğini, karşılığında ham deri gönderilmesi gerektiğini, mal teslim edilmediği gibi fatura da gönderilmediğini, senetlerde malen kaydı olduğunu, kendi ticari defterlerinde bu senetlerin kayıt altına alındığını, davalı tarafın senet bedellerinin ödenmesi aksi halde icra takibine geçileceğini bildiren ihtarname gönderdiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın malın teslim edilmediğinden bedelsizlik iddiasında bulunduğunu, bonoda ihdas nedeni olarak "malen" kaydının olduğunu, yazılı delil ile davanın ispat edilmesi gerektiğini, ticari defter ve kayıtlar ile ispatının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince davacı yanın defterlerinde kayıt bulunmasının tek başına kesin delil mahiyetinde olmadığı, davacının başkaca kesin delil ve yazılı delil sunmadığı, HMK"nın 225. maddesi gereğince ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, yemin hakkı hatırlatılan davacı tarafın yemin deliline başvurmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan dava ile davacı taraf kötüniyetli bulunmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, TBK"nın 207/2 maddesine göre sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, satıcı ve alıcı edimlerini aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, bu ilkenin aksini iddia edenin ispat yükü altında bulunduğu, bu bonoların kural olarak borcun ödenmesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, takip konusu bonoların ihdas nedeninin malen yazılı olması, bedelin mal teslimi suretiyle ödendiğine karine teşkil ettiğinden bu durumda davacının, karinenin aksine olarak malın teslim edilmediği iddiasını kesin delille kanıtlaması gerektiği, bono vasfında kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde yazılı bir delille ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği, davalı tarafa davaya konu senetlerin mal karşılığı veya niçin alındığının sorulmasına ilişkin isticvap talebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin isticvap talebinin reddi kararının usule uygun olduğu, 18/11/2015 tarihli tensip zaptı ile alacağın % 15 oranında teminatın karşılanması halinde dava konusu bonolar hakkında takibe konulmaması, takip başladığında durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı, bu nedenle İİK"nın 72/4 maddesinde düzenlenen tazminat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.