10. Hukuk Dairesi 2016/1873 E. , 2018/4529 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında ... ... sigortalılığının tespiti ve 6111 sayılı Kanundan yararlanma istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 01.01.1997 tarihinden 01.06.2003 (bu tarih hariç) tarihine kadar 2926 sayılı Kanun kapsamında ... ... sigortalısı olduğunun tespitine ve 6111 sayılı Kanundan yararlanması gerektiğine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece prim tevkifatı yapılan tarihlerin 09.05.2000, 11.05.2001, 12.05.2003 ve tütün teslimi yaptığı yılların 01.01.1997,1999, 2000, 2001, 2002 şeklinde olduğu, bununla tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kanaati oluştuğundan davanın kabulüne dair karar verildiği, ancak davacı tarafından davalı Kurum aleyhine “01.07.1994 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının tespiti” talebi ile ... İş Mahkemesinde açılan davada verilen E.2013/163, K.2014/52 sayılı kararında; “Davacının 01.07.1994-31.12.1996 ve 01.06.2003-20.12.2010 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine” hükmedildiği,(eldeki davaya konu 01.01.1997-01.06.2003 dönemi de kapsayan) mezkur kararın Dairemizin E.2014/20541, 02.12.204 tarihli K.2014/25410 sayılı ilamı ile Onanarak kesinleştiği, dolayısıyla eldeki davaya konu uyuşmazlığa ilişkin kesinleşen bir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 114/1-i maddesinde tanımlanan şekilde "aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış "olması dava şartıdır. Kesin hüküm, hem bireyler için hem de devlet için hukuki durumda bir kararlılık ortaya koyar. Bununla, hukuki güvenlik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Hemen belirtilmelidir ki, kesin hükmün amacı; kişiler arasındaki uyuşmazlıkların kesin bir biçimde çözümlenmesidir. Bu amacın gerçekleşmesinde, hem kişilerin hem de Devletin yararı vardır. Çünkü kişiler, uyuşmazlığın kesin bir biçimde sonuçlanması için dava sırasında bütün olanaklarını kullanırlar ve dava sonucunda verilecek kararla artık, bu uyuşmazlığın sona ermesini isterler. Bu açıdan, Devletin de menfaati söz konusudur. Çünkü Devlet, mahkemelerin sınırsız bir biçimde aynı uyuşmazlık (dava) ile sürekli ve yinelenerek meşgul edilmesini istemez.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz.
Kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de; (Yargıtay’ın da) davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay"da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) ve dahası bozmadan sonra da ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. O nedenle kesin hükmün varlığının, yargılamanın bir kesiminde nazara alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez.
Bu bağlamda, davacı tarafından tarafları, konusu ve maddi vakıaları bu dava ile aynı olan ... İş Mahkemesinin E.2013/163, K.2014/52 sayılı kesinleşen kararının varlığı karşısında, aynı talep ile dava açılamayacağı, ancak şartları varsa yargılamanın iadesi yoluna gidebileceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.