12. Hukuk Dairesi 2016/14350 E. , 2017/6792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise İİK"nun 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu unsurları içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması da zorunlu değildir.
Somut olayda, mahkemece, borçlunun sosyal ve ekonomik durumu ile ilgili zabıta araştırması yapılmadan bilirkişi raporu alındığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın değerinin 85.000,00 TL olduğunun, borçlunun haline münasip meskeni edinebileceği ortalama değerin ise 75.000,00 TL olduğunun bildirilmesine rağmen, başka bir anlatımla; taşınmazın değeri haline münasip evi edinebileceği değerden fazla tespit edildiği halde, mahkemece; aynı mahallede borçlunun ailesi ile birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedelin yaklaşık değerde olduğu, evin haline müsanip ev kapsamında kaldığı ve bilirkişi raporunda belirlenen değerden farklı olarak haline münasip ev değerinin 80.000,00 TL olduğundan bahisle haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Haczedilmezlik şikayetine konu olan ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 505 ada 13 parsel 3 nolu bağımsız bölüm üzerinde, haciz tarihinden önce 13.06.2014 tarih ve 9728 yevmiye numarası ile ... Bank lehine 141.166,80 TL ipotek tesis edildiği, mahkemece ipoteğin niteliği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, zorunlu ipotek olduğunun anlaşılması ya da zorunlu ipotek olmadığı halde haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödendiğinin tespit edilmesi halinde, borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları, bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri ve sosyo-ekonomik durumlarının tespitine yönelik zabıta araştırması sonucu da nazara alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınarak değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.