11. Ceza Dairesi 2017/4250 E. , 2017/7397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklamasının geri bırakılması
Ek karar tarihinin gerekçeli karar başlığında 26/09/2013 yerine, hatalı olarak 11/10/2013 yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş; kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının infazda gözetilmesi mümkün görülmüş ve resmi belgede sahtecilik suçundan yargılandığı davada hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde işleyerek mahkum olduğu kasıtlı suç nedeniyle CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan hükümdeki cezanın ertelenmesine yasal olanak bulunmadığı, aynı fıkranın ikinci cümlesi uyarınca cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vermenin ancak denetimli serbestlik tedbirine ilişkin olarak kendisine yüklenen yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanık yönünden mümkün bulunduğu gözetilmeden, cezasının ertelenmesine karar verilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece ".... cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine," karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki "...cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine," ibaresi çıkartılarak yerine "...cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine," denilmek suretiyle eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.11.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 01/11/2017 tarih, 2017/4250 Esas, 2017/7397 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 62/1, 51/1, 3,4,6,7,8. maddeleriyle 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair hükmün açıklanması suretiyle kurulan Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2013 tarih 2008/1072 Esas 2009/123 Ek Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 18.02.2009 tarih 2008/1072 Esas 2009/123 Karar sayıyla verilen hükmün CMK’nun 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasına geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Mudanya Sulh Ceza Mahkemesinin 13.07.2012 tarih 2012/396 Esas 2012/556 Karar sayı ile 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 3-a, 29, 62/1, 52/2, maddeleri uyarınca doğrudan 2240 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesinde güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim. 01/11/2017