Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/1450 Esas 2015/14762 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1450
Karar No: 2015/14762
Karar Tarihi: 25.06.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/1450 Esas 2015/14762 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/1450 E.  ,  2015/14762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava, 23.11.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda ise davacının maddi zararından davalı şirketçe ödenen ücretlerin düşülerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 55. maddesine göre “ifa amacı taşımayan ödemelerin” maddi tazminattan indirilemeyeceği tartışmasızdır. Somut olayda değişik tarih ve miktarlardaki bu ödemelerin hiç birisinin açıkça 23.11.2011 tarihli iş kazası nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak yapıldığının belirtilmemesine göre ifa amacına yönelik bir ödeme olarak kabul edilmeleri, bunun doğal neticesi olarak da hesaplanan tazminattan düşülmeleri olanağı yoktur. Hal böyle iken ifa amacı taşımayan ücret ödemelerinin davacının maddi zararından düşüldüğü bilirkişi raporuna itimat ile neticeye varılması isabetli değildir.
    Öte yandan; karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 yılı ..’nin 10. Maddesinde, manevi tazminat davalarında vekalet ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi olarak hesaplanacağı, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf yararına hükmedilecek nispi vekalet ücretinin, davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlenmiştir.
    Somut olayda yukarıda yapılan açıklamalara aykırı olarak, yerel mahkemece reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı yararına fazla mikarda vekalet ücreti takdir edilmesi de hatalı olmuştur.
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz hadcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 25/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.