19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/13631 Karar No: 2015/11022 Karar Tarihi: 15.09.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/13631 Esas 2015/11022 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Menfi tespit davasıyla ilgili bir hukuk davası sonucu verilen kararda davacının talebi reddedilmiştir. Davacı şirket, davalı şirketin müvekkili adına tahsil ettiği primleri zamanında iletmemesi ve senetlerin bir kısmının ödenmemesi sebebiyle takip başlatılmıştır. İcra Hukuk Mahkemesi davayı %20 kötüniyet tazminatına hükmederek davacı şirketi haksız bulmuştur. Davacı, borçlu olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Ancak mahkeme, davacının talebinin takip hukukuna ilişkin olduğunu belirterek davayı reddetmiştir. Kanun maddeleri olarak, Borçlar Kanunu'nun 2, 20, 51, 54. ve 58. maddeleri ile İcra Müdürlükleri ve İcra Daireleri Kanunu'nun 4. maddesi kararda geçmektedir.
19. Hukuk Dairesi 2014/13631 E. , 2015/11022 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek. Av. .. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirketin acentası olan davalı şirketin, acentelik sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket adına tahsil ettiği primleri süresinde iletmemesi ve davalı acenta ile imzalanan 02/02/2011 tarihli protokol gereği verilen senetlerin bir kısmının ödenmemesi sebebiyle davalılar aleyhine takip başlatıldığını, ancak davalı acente yetkilileri olan diğer davalıların senetlerdeki imzalara itiraz ettiklerini, .. İcra Hukuk Mahkemesince dava kabul edilerek müvekkili aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verildiğini, haksız olarak hükmedilen 168.000 TL’lik tazminatın tahsili için davalılar tarafından icra takibi yapıldığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, İcra Hukuk Mahkemesince verilen tazminat alacağına karşı, tazminat borçlarının olmadığının tespiti için menfi tespit davası açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı şirketin, davalılar aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine giriştiği, imza itirazı üzerine Kastamonu 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/330 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile davacılar lehine tazminata karar verilip, bu kararın yasal yollardan geçerek kesinleştiği, davacının davadaki isteminin söz konusu İcra Hukuk Mahkemesince hükmedilen tazminattan dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, İcra Hukuk Mahkemesi kararının takip hukukuna ilişkin olduğu, bu nedenle davacı talebinin reddi gerektiği, menfi tespit davasının reddi halinde tazminata hükmetmek için davacının kötüniyetinin aranmayacağı gerekçesiyle davanın reddi ile dava konusu alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.100,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcın temyiz edenden alınmasına, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.