4. Ceza Dairesi 2014/6242 E. , 2015/1209 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ...."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.600 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 58 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108. maddeleri uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 29/11/2013 tarihli ve 2011/1931 esas, 2013/1783 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2014 gün ve 32377 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 22/03/2007 tarihli ve 2006/10559 esas, 2007/4396 sayılı ilâmında da belirtildiği gibi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sadece özgürlüğü bağlayıcı cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinin mümkün olduğu gözetilmeden, sanık hakkında hükmolunan adlî para cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık .... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 29/11/2013 tarihli kararıyla, hapis cezasından çevrilen 3.600 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, yoklukta verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak belirlenen adli para cezasında, tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin 6. fıkrasında "Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." 7. fıkrasında "Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir." 8. fıkrasında "Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır." hükümleri yer almakta, aynı Kanun’un 50. maddesinin 5. fıkrasında ise "Uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen para cezası veya tedbirdir." hükümlerine yer verilmektedir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin, yalnızca hapis cezalarına ilişkin olduğu ve aynı Kanun’un adli para cezalarının infaz yöntemini gösteren 106. maddesinde de mükerrirlikle ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
Belirtilen yasal hükümler birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmolunan adli para cezasının türü itibariyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık ... hakkında, .... Sulh Ceza Mahkemesince verilen 29/11/2013 tarih ve 2011/1931 esas, 2013/1783 sayılı kararın, CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılığın aynı Kanun maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.