Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; boşanma ilamı ile 30 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının, müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması nedeni ile yetersiz kaldığını, bu nedenle davalının nafakayı bir süre 500 TL olarak ödediğini, ancak davalının bu ödemelerinin düzenli olmadığını ileri sürerek; iştirak nafakasının 500 TL"ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; işlerinin iyi olduğu dönemde mahkemece belirlenen nafaka miktarının üzerinde ödeme yaptığını, ancak işlerinin bozulması ve sonrasında iflas etmesi nedeniyle bu ödeme durumunu devam ettiremediğini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren iştirak nafakasının 500 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. İştirak nafakası; çocuğun ihtiyaçları ile ana-babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir(TMK. md. 330). Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler (TMK. md. 331). Hakim nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. Somut olayda; davalının nafakayı bir süre 500 TL olarak ödediği ileri sürülmüş, davalı ise işlerinin iyi olduğu dönemde takdir edilen nafaka miktarının üzerinde ödeme yaptığını kabul etmiş, ancak iflas etmesi nedeniyle ödemeleri devam ettiremediğini savunmuştur. İştirak nafakası takdirinde (artırımında), ana ve baba ödeme güçlerine göre küçüğün masraflarına katılacaklardır. Bu nedenle, küçüğün eğitim ve diğer ihtiyaçları için gerekli giderleri yanında davalının ekonomik ve sosyal durumunun tespiti gerekir. Ancak, mahkemece; küçüğün eğitim ve diğer giderleri hususunda davacı anneden delillerini sunması talep edilmediği gibi iflas ettiğini bildiren davalı babanın ekonomik ve sosyal durumu usulünce araştırılıp belirlenmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.