15. Ceza Dairesi 2017/29974 E. , 2019/13433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 43/1, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ve söz konusu karara ayrı bir dilekçe ile sanık müdafiinin itirazı üzerine Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından itirazın reddine karar verildiği dikkate alınarak, sanık müdafiinin 09/07/2014 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesi içeriğinin sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu kabul edilerek ve itiraza tabi söz konusu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı temyiz incelemesi dışında bırakılarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme hasren yapılan incelemede:
Sanığın, katılanın yetkilisi olduğu şirkette pazarlama ve tahsilat elemanı olarak çalışırken şirket muhasebesi tarafından sıra numarası verilmemiş olan, kendisinin temin ettiği tahsilat makbuzlarını müşterilerden aldığı paralara karşılık olarak vermek suretiyle kullanarak şirket adına tahsil ettiği paraları şirkete teslim etmeyip uhdesinde tutarak yarar sağladığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği dikkate alınarak, somut olayda sanığın suça konu tahsilat makbuzlarını katılan şirkete karşı kullanmayıp şirket müşterilerine vermesi nedeniyle üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunun mağdurunun müşteriler olduğu, sanığın üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu ise katılanın yetkilisi olduğu şirkete karşı işlediği, dolayısıyla sanığa isnat edilen özel belgede sahtecilik suçu ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen ve 5237 Sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/06/2013 tarih ve 2012/15-1351-2013/328 E-K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, sanığın eylemi neticesinde elde edilen menfaat miktarı da dikkate alındığında; mahkemece dayanılan, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı gerekçelerine göre, temel cezasının tayininde 5237 sayılı TCK"nın 3. ve 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler ve suça konu değer esas alınarak takdirin kullanılmasıyla alt ve üst sınırlar arasında makul bir belirleme yapılması gerekirken, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak hapis cezasının alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak tayini ile, sanık hakkında yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 28.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.