20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5620 Karar No: 2016/2114
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5620 Esas 2016/2114 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/5620 E. , 2016/2114 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ...; tapu kayıtları ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 21.12.2011 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi, ... köyünde bulunan 1978 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında orman belirtmesi ile kadastro dışı bırakılan beş parça taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazların 1978 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında orman niteliği ile tescil dışı bırakıldığı, komisyon kararlarına karşı askı tarihinden itibaren 6 ay içinde, tapuya dayalı olarak ise 10 yıl içinde dava açılabileceği, davanın anılan hak düşürücü süreler içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydına dayalı olarak TMK"nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.Genel arazi kadastrosu ise 1978 yılında 766 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiştir. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde orman kadastrosunun yapılmadığı, genel arazi kadastrosunun ise 766 sayılı Kanun hükümlerine göre 1978 yılında yapılıp kesinleştiği, dava edilen taşınmazların orman belirtmesi ile tescil dışı bırakıldıkları, davacının da kadastro sırasında revizyon görmeyen tapu kayıtlarına tutunarak eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Esasen bu yönler mahkemenin de kabulündedir. 766 sayılı Kanunun 31/2, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddelerinde "Tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukukî nedenlere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmüne yer verilmiştir. Bilindiği üzere, tespit dışı bırakma işlemi bir kadastro işlemi olmakla beraber bir tespit işlemi olmayıp, taşınmazla ilgili kadastro tespit tutanağı düzenlenmemektedir. Somut uyuşmazlıkta çekişmeli yerler genel arazi kadastrosu sırasında orman belirtmesi ile tescil dışı bırakıldıklarından 766 sayılı Kanunun 31/2, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddelerinin uygulama yeri yoktur. TMK"nın 713. maddesi uyarınca her zaman dava açılabilir. Bu durumda, işin esasına girilerek kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında, paftasında orman belirtmesi yapılarak tespit dışı bırakılan yerlerin, resmî belge ve bilgilerden yararlanmak suretiyle yapılacak araştırma sonucu öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması ve mevcut fiilî durum itibariyle de orman olmadığı ve çevre ziraat arazileri ile de bütünlük arzeden yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu türden yerlerin TMK"nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında imar ihya edilmesi ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanması ile de kazanılmasının mümkün olduğu gözetilmek suretiyle gerekli inceleme ve araştırma yapılıp oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.