17. Hukuk Dairesi 2015/12307 E. , 2018/6454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı eşi ve küçük ..."nin babası ..."ın 20/10/2011 tarihinde kullandığı araç ile karşı yönden gelen otobüsün çarpışması sonucu meydana gelen kazada vefat ettiğini, geriye hamile eşi ... ile kazadan sonra doğan oğlu İsmail ..."yi bıraktığını, davacının ve küçüğün ..."ın desteğinden yoksun kaldıklarını, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili ... için 10.000,00 TL., küçük için 5.000,00 TL. olmak üzere toplam 15.000,00 TL. tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacılar murisinin tam kusurlu olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre: Davanın kabulüne, davacı eş ... için 200.000,00 TL küçük İsmail ... için 109.965,98 TL olmak üzere toplam 309.965,98 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava niteliği itibariyle trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle yakınlarının destektan yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Muris ..."ın ölümü nedeniyle davacılar ... ve İsmail ... yönünden, destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebilecekleri tazminat miktarlarının hesaplanması bakımından alınan ve mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda; davacı eş ... için 477.397,47 TL ve davacı çocuk İsmail ... için 109.965,98 TL tazminat hesaplandığı; mahkemece poliçe limiti 200.000,00 TL"yi davacı eşin tazminatı aştığından bahisle davacı eş için 200.000,00 TL davacı çocuk İsmail ... için 109.965,98 TL tazminata hükmedildiği, hak sahibi iki kişinin hak ettiği toplam tazminat miktarının kaza tarihindeki kişi başı ölüm teminatına ilişkin poliçe limiti olan 200.000,00 TL"yi aştığı görülmektedir.
..."nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır. Garameten ödeme ilkesine ilişkin ifade edilen hususlar da dikkate alındığında, ölenin birden çok hak sahibinin bulunması ve tüm hak sahipleri için hesaplanan toplam tazminatın davalının düzenlediği poliçedeki kişi başına ölüm teminat limitini aştığı gözetilerek garame hesabı yapılmak suretiyle davacılar ... ve İsmail ..."nin hak kazanacağı toplam tazminat miktarının poliçe limiti olan 200.000,00 TL"yi aşmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ve poliçe limiti aşılmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan raporda desteğin gelirinden 2 pay kendisine, 2 pay eşine ve 1 pay çocuğuna pay ayıracağı şeklinde hesaplama yapılmış ve mahkemece de hükme esas alınmıştır.
Mahkemece desteğin annesi için ayrılan pay oranı doğru değildir. Destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş, çocukları ile sağ olan ana ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır.
Destekten yoksun kalanlardan bir kısmının destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunup diğer kısmının destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Bu durumda; desteğin anne babasının sağ olup olmadığı araştırılarak gelirden pay ayrılmasında talepte bulunmayan anne babanın da payları ayrılarak destek payları belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile sadece davacı eş ve çocuğa pay verilerek hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalı ... Sigorta A.Ş kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı ....’nun 99/1. ve ... Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 iş günü sonunda başlar. Somut olayda, dosya kapsamından davalı ... şirketine müracaat olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davalının en erken dava tarihinde temerrüde düşürüldüğünün kabulü ile, davalının dava tarihinden itibaren faizden sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde olay tarihinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.