
Esas No: 2017/17194
Karar No: 2018/23764
Karar Tarihi: 07.11.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/17194 Esas 2018/23764 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren nezdinde elektrik kesme açma personeli olarak 31.05.2012-31.05.2013 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iş akdinin davalı tarafından 31.05.2013 tarihinde haksız ve usulsüz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkilinin ihale ile ..."tan elektrik açma kapama işini üstlendiğini, davacının söz konusu ihale kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edildiğini, iş akdinin ihalenin sona ermesi sebebiyle sona erdirildiğini, davacının talep konusu diğer alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında ıslaha değer verilip verilmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekili, duruşmanın 23.06.2015 tarihli celsesinde, davasını ıslah etmek üzere süre talebinde bulunmuştur. Mahkemece, aynı celsede, ıslah için iki haftalık süre verilmiştir. Davacı vekili, 07.07.2015 havale tarihli kısmi ıslah dilekçesini sunmuş ve harçlandırmıştır. 6100 sayılı Kanun’un 181. maddesinin birinci fıkrası açık olup, süresinde ıslah yapılmaz ise ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Kanunda belirtilen süre kesin süre niteliğindedir. Islah için verilen bir haftalık sürenin son günü 30.06.2015"dir. Ancak ıslah 07.07.2015 tarihinde süresinden sonra yapılmıştır. Anılan sebeple, ıslah geçersizdir. Mahkemece, 6100 sayılı Kanun’un 181. maddesi uyarınca ıslahın hiç yapılmamış sayılarak, dava dilekçesindeki talep miktarlarıyla bağlı kalınarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra sunulan ıslah dilekçesine göre karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı nezdinde elektrik açma kapama memuru olarak haftaiçi 08.00-19.00; cumartesi ise 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiş olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanığı beyanına göre davacının belirttiği saatler arasında çalıştığı, haftalık 13 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Davacının dava dilekçesinde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına ilişkin herhangi bir iddiası yer almamakta, davacı tanığının da konuya ilişkin beyanı bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin fazla çalışma hesabında dışlanıp dışlanmadığı açıkça belirtilmemiştir. Bu sebeple davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde fazla çalışma yapmadığı kabul edilmek suretiyle fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken rapor doğrultusunda karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.