Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, bonolardan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece iflas-menfi tespit davasında yapılan yargılama sonucunda menfi tespit davası yönünden davanın kabulüne dair 06.10.2010 tarihli hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2011/145-1910 E.K. sayılı ve 16.02.2011 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında; “... İflâs ödeme emrine itiraz eden borçlunun, iflâs davası sırasında tüm savunma sebeplerini ileri sürme imkânı bulunduğundan bu konuda ayrıca bir menfi tespit davası açmasında hukukî yararı olmaması nedeniyle menfi tespit davasının reddi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi farklı yargılama usullerine tâbi olan iflâs davası ile menfi tespit davasının birleştirilerek görülmesi de isabetli değildir.”"denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak menfi tespit davasının iflas davasından tefrik edildiği ve yapılan yargılama sonucunda, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece dairemiz bozma ilamı doğrultusunda davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 madde hükmü gereğince davalı lehine tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde yazılı maktu vekalet ücretine ilişkin miktarları geçmemek üzere 3. kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacaktır. Somut olayda ise davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece anılan tarife hükümleri gözetilerek davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.