19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5566 Karar No: 2021/1123 Karar Tarihi: 04.02.2021
5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/5566 Esas 2021/1123 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/5566 E. , 2021/1123 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Vasıtasının İadesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi,kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-... plakalı nakil aracının kayden malikinin ... olduğu; sanığın beyanına göre aracı, rent a cardan kiraladığını söylemesi karşısında, ... isimli kişi dinlenilerek konuya ilişkin beyanı alınıp, dava konusu aracın kayıt maliki tarafından kiralama şirketine kiraya verilip verilmediği, yine aracın bu iş yeri tarafından sanığa kiraya verilip verilmediği, kiralama şirketiyle taraflar arasında suç tarihi itibariyle geçerli olan yazılı kira sözleşmesi bulunup bulunmadığı konularının saptanması, suç tarihi ve öncesinde dava konusu aracın fiilen kim tarafından kullanıldığının kolluk marifetiyle belirlenmesi ile tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle aracın iyi niyetli üçüncü kişiye ait olup olmadığı belirlenerek müsaderesi ya da iadesine karar verilmesi yerine eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Kabule göre de; 1-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 2-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı bulunmayan TAPDK"nın katılan olarak kabul edilerek vekalet ücretine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.