4. Hukuk Dairesi 2014/2906 E. , 2014/17403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2013
NUMARASI : 2012/129-2013/534
Davacı Y.. D.. vekili Avukat M.. A.. tarafından, davalılar E..D.. vd aleyhine 21/05/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalı A.. Ö.."in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddolunmalıdır.
2-Davalı A.. Ö.."in diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan E.. D.. ile resmi nikahlı evli olduğu halde davalı A.. Ö.. ile ilişkiye girerek kendisini aldattığını, davalı A.. Ö.."ın de kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girdiğini, davalıların eylemlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların haksız eylemi sabit kabul edilerek davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, Mersin 3. Aile Mahkemesi"nin 2013/182 Esas, 2013/310 Karar sayılı ilamından; davacının davalılardan eşi E..D.."e karşı boşanma davası açtığı boşanma dosyasında davalı eşin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu kabul edilerek davacı yararına 5000 TL manevi tazminata hükmedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar görenin dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahip bulunduğu, davacının boşandığı eşi davalı E.. D.."in, boşanma ilamı ile birlikte 5.000 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği gözetilerek konusu ve hukuki sebebi aynı olan eldeki davada, boşanma davasında hüküm altına alınan tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesi gerekir. Bu yönün gözetilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı E.. D.."in temyizine gelince; Mersin 3. Aile Mahkemesi"nin 2013/182 Esas, 2013/310 Karar sayılı ilamı ile aynı olay nedeniyle boşanma davasında davalı aleyhine manevi tazminata karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Aynı olay nedeniyle yeniden manevi tazminata karar verilemez. Davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı A.. Ö.. yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenle davalı E.. D.. yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı A.. Ö.."in öteki temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davalı E.. D..r"in diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/12/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, davacı ile evli olduğunu bildiği davacının eşi ile davalının duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle davacı eşinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiası ile davalı hakkında açılan tazminat davasıdır.
Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu"nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu"nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu"nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir.
Türk Medeni Kanunu"nun 185. maddesindeki düzenleme anlamında davalının davacıya karşı "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüğünün bulunmaması, davalının duygusal ve cinsel ilişki fiilinin tarafının davacı olmayıp, davacının eşi olması, "zina" fiilinin ceza yasalarımıza göre suç olmaktan ve dolayısıyla davalının fiilinden dolayı sanık veya hükümlü olmaması karşısında haksız fiillerde manevi tazminatı düzenleyen Borçlar Kanunu"nun 56. ve 58. maddelerindeki düzenlemeler ile Türk Medeni Kanunu"nun manevi tazminata ilişkin 174/2 maddesindeki düzenlemenin davalının eylemine uymaması, davalının eyleminin davacıya karşı saldırı oluşturabileceğine ve tazminat verilmesine dair başka hiç bir yasal düzenlemenin bulunmamasına, davaya konu eylemin bir tarafının da davacının eşi olmasına göre ortada yani davacı ile eyleme katılan eşi arasında bir aile bütünlüğünden bahsedilemeyeceği gibi, davalıyı da aile bütünlüğüne (ortada aile bütünlüğü kalmadığından) eylemi ile saldırıda bulunduğunun kabulünün mümkün olmamasına ve ayrıca aile bütünlüğüne saldırı ile ilgili yasalarımızda tazminatı gerektirir bir düzenleme bulunmamasına göre, davalı hakkında açılan davanın yasal dayanağı yoktur. Yasama organınca bu konuda yasal düzenleme yapılana kadar bu yönde açılan davalarda davalıyı sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu anlamada davalının pasif davalı olma sıfatı bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Diğer yandan, davaya konu eylemden dolayı davalı ile davacının eşinin, davacıya karşı müteselsilen sorumlu kabul edilmeleri gerekir. Zira, iddia edilen eylem, en az iki kişinin birlikte hareketi ile meydana gelebilir. Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu"nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu"nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu"nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir.
Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum.18/12/2014