Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalının hakkında tahakkuk ettirilen fatura borçlarını ödememesi nedeniyle toplam 4.039,15 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini, dava ve talep etmiştir. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde; abonelik sözleşmesinin ikamet ettiği Ardeşen ilçesinde yapıldığını belirterek, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; 6100 Sayılı HMK"nın 17.maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesinin ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında hüküm doğuracağı bu nedenle yetki sözleşmesine itibar edilemeyeceği, davalının ikametgahının ve sözleşmenin ifa edileceği yerin Ardeşen olduğu, Pazar Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle, davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın “yetki sözleşmesi “başlıklı 17.maddesinde ise “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece, davalının tacir olmadığı bu nedenle yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de, dosya içinde mevcut abonelik sözleşmesi ve tesisat cari hesap borç dökümünde davalı hakkında ticarethane aboneliğinin uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının tacir olup olmadığı araştırılarak, 6100 sayılı HMK"nın 17.maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesinin geçerli olup olmayacağı karar yerinde tartışılarak neticesine göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.