14. Hukuk Dairesi 2016/6699 E. , 2016/7644 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.06.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddinin talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ....vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar vekili, müvekkillerinin ortak murisi ..."ın 21.12.2012 tarihinde vefat ettiğini ve terekesinin borca batık olduğunu belirterek, mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek, davacıların ortak murisinin ölüm tarihi itibarıyla terekesinin borca batık olduğuna ve mirasının Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davalı ... vekili, davacıların kötüniyetli olduklarını belirterek, murislerinden kalan ve terekeye dahil olan bir kısım malları kabullendiklerini bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Davalı .... vekili, murisin terekesinin borca batık olduğunun ispatlanamadığını, eksik incelemeyle verilen kararın bozulması talep etmiştir.
Dava murisin yasal mirasçıları olan davacı ... tarafından kendi adına asaleten, 1999 doğumlu .... ile 2006 doğumlu...velayeten verilen vekaletnameyle açılmıştır. Öncelikle, mirasın hükmen reddi davasında annenin hukuki yararı ile çocukların hukuki yararı çatışmaktadır. Mahkemece, Medeni Kanunun 426/2. maddesi uyarınca küçükler için bir kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi; ayrıca, davacı ... ve ... ..."ye verdiği 26.06.2014
... -2-
tarihli vekaletnamede, mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından, davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu eksiklikler giderilmeden yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru değildir.
Murisin kanuni mirasçıları, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde, terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler (TMK m. 605/2). Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz.
Dava konusu olaya gelince, muris tarafından işletilen "...." isimli içkili kafeteryanın, mirasbırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar olan durumu mahkemece araştırılmamıştır. Mahkemece, bahsi geçen bu kafeteryanın kim tarafından işletildiği, mirasbırakının ölümünden sonra üçüncü bir kişiye devredilip devredilmediği, devredilmiş ise kim tarafından devredildiği, devir bedelinin kime ödendiği hususlarının araştırılması ve devir bedelinin mirasçıların tamamı veya bunlardan birisi tarafından tahsil edilmesi halinde, bu hususun terekenin sahiplenilmesi niteliğinde olup olmadığı tespit edilip değerlendirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı .... Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tabliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.