Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/717
Karar No: 2016/143

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/717 Esas 2016/143 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/717 E.  ,  2016/143 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi : .... Asliye Ceza
Güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."un 5237 sayılı TCK"nun ...5/2, 52/2-4, 51 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 14.600 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hapis cezasının ertelenmesine ve hak yoksunluğuna ilişkin, .... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ...-... sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay .... Ceza Dairesince ... gün ve ...-... sayı ile;
“Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; Genel Müdürlüğü İzmir"de bulunan ...... A.Ş. firması çalışanı olan şikayetçinin bilgisi-yönetimi dahilinde anılan şirketin Petrol Ofisi A.Ş."ye verdiği nakliye taahhüdü çerçevesinde sanığın 16.08.2007 tarihinden itibaren tescil sahibi olduğu . ... plakalı sürücülüğünü de yaptığı kamyonuna ... Terminal Müdürlüğünde 04.09.2007 tarihinde yüklenen madeni yağı teslim yerine ulaştırmayıp zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması eyleminin "nitelikli güveni kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
1-Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; sanığın 07.01.2009 tarihindeki savunma beyanının doğrultusunda gerekli araştırmanın yapılması, anlatımda adı geçen ..."ın tanık sıfatıyla dinlenmesi, şikayetçiye irtibat için bırakılan telefonların abonelerinin ve 0 414 ... .. .. no"lu sabit telefon abonesi olduğu bildirilen ... Nakliyat yetkilisinin de gerektiğinde tanık olarak dinlenmeleri, 0 414 ... .. .. no"lu sabit telefon abonesinin kim olduğunun öğrenilmesi, sanığın 07.02.2008 tarihli GBT sorgusunda tespit edilen iki kaydın neticesinin tespit edilmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de; hapis cezası ertelendiği halde sanık hakkında 53. maddenin 1. fıkra hükmünün uygulanmasına karar verilmesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
.... Asliye Ceza Mahkemesi ise ... gün ve ...-... sayı ile;
“...Her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın GBT"sinde bulunan iki kaydın neticesinin araştırılması istenilmiş ise de, mahkemelerin asli işinin suçun sübuta erip ermediği yönünde araştırma yapmak olduğu, kişilerin geçmişlerinin ne olduğu ya da benzer suçlar işleyip işlemediğinin değerlendirilerek, suçun sübutuna yönelik işlem yapamayacağı, böyle bir araştırma yapılmasının ceza hukukunun genel ilkeleriyle örtüşmediği, bir mahkeme veya Yargıtay kararında bu duruma atıf yapılarak suçun sübutu konusunda gerekçe gösterilemeyeceği izahtan varestedir. Bu nedenle de Yargıtay bozma ilamının bu kısmının dosya kapsamıyla örtüşmediği kabul edilerek, ilgili GBT kayıtlarının araştırılması cihetine gidilmemiştir.
Yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın beyanında geçen ... isimli kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesi istenilmiş ise de, bu kişinin açık kimlik bilgileri, adresi veya telefonu gibi kendisiyle irtibata geçilebilecek bir bilginin bulunmaması, soyut sanık beyanında geçen bilgi niteliğinde olması, sanığın beyanının hayatın olağan akışıyla örtüşmemesi nedeniyle bu kişi aranıp tanık sıfatıyla dinlenmemiştir.
Yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın müştekiye irtibat numarası olarak bıraktığı 0414 ... .. .., 0414 ... .. .. nolu telefon abonelerinin tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenmeleri istenilmiş ise de, sanığın beyanında 0414 ... .. .. nolu telefon hattının kendine ait olduğunu ve bu hattı kullanmadığını, 0414 ... .. .. numaralı telefon hattının ise Şanlıurfa"da arada mal aldığı ... Nakliyat isimli iş yerine ait olduğunu, suça konu olayın da ... Nakliyat"la herhangi bir alakasının olmadığını beyan ettiği, hattı zatında böyle bir araştırmanın yapılmasının müştekiye veya mahkemeye yüklenmesinin de hayatın olağan akışıyla örtüşmediği, zira bir an için sanığın beyanının doğru olduğu ve kendisinde bulunan malı ve hatta sanığa ait aracı üçüncü bir şahsın zorla aldığı hususu kabul edilse dahi, sanığın makul ve orta zekalı bir insanın yapacağı üzere durumu hemen kolluk birimlerine veya Cumhuriyet savcılığına bildirmesi, yine mal sahibi olan müştekiyi durumdan haberdar etmesi gerekeceği açıktır. Sanığın ne olay zamanında ne de geçen bu süreçte hiçbir şekilde müştekiyi bilgilendirmediği izahtan varestedir. Bu nedenle de Yargıtay bozma ilamının bu kısmının dosya kapsamıyla örtüşmediği kabul edilerek, ilgili telefon numaralarının araştırılması cihetine gidilmemiştir.
Yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, mahkememizin kabulüne göre erteli cezada TCK"nun 53 maddesinin uygulanamayacağı belirtilmiş ise de, TCK"nun 53/4. maddesinin sadece kısa süreli hapis cezası ertelenmiş kişiler hakkında 1. fıkra hükmünün uygulanamayacağına amir olduğu, ancak mahkememizin önceki kararında sanık hakkında 2 yıl hapis cezası verildiğinden ve bu ceza TCK"nun 53/4. maddesi kapsamında kalmadığından, Yargıtay bozma ilamının bu kısmının da doğru olmadığı kabul edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamına göre, olay günü sanığın . ... plaka sayılı aracı ile müştekiden nakliye amaçlı aldığı ....600 kilogramlık madeni yağı teslimatı yapacağı yere götürmeyip mal edindiği, sanığın tevil yollu ikrarı, müşteki beyanı, sevk irsaliyesi kapsamından sabittir.
Her ne kadar sanık suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiş ise de, sanığın suça konu madeni yağları aldığı ve teslim etmesi gereken yere teslim etmediği, sanığın soruşturma aşamasında uzun süredir kaçak olması, malın ve hatta sanığa ait kamyonetin üçüncü kişiler tarafından kendisinden alındığına dair kolluk güçlerine müracaatının olmaması, bu konuda müştekiyi bilgilendirmemesi, kendisinin kullanmadığı bir telefonu müştekiye vermesi gibi olgular birlikte değerlendirildiğinde, beyanının da suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bir an için sanığın müştekinin malının peşine gitmediği kabul edilse dahi sanığın kendisine ait değerli bir mal olan kamyonunun peşine dahi gitmemesinin makul olmadığı kabul edilerek, sanığın sübuta eren eylemine uyan hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.09.2014 gün ve 309994 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca direnme kararının ""yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece ilk hükmün, eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasından sonra yerel mahkemece;"...Her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın GBT"sinde bulunan iki kaydın neticesinin araştırılması istenilmiş ise de, mahkemelerin asli işinin suçun sübuta erip ermediği yönünde araştırma yapmak olduğu, kişilerin geçmişlerinin ne olduğu ya da benzer suçlar işleyip işlemediğinin değerlendirilerek, suçun sübutuna yönelik işlem yapamayacağı, böyle bir araştırma yapılmasının ceza hukukunun genel ilkeleriyle örtüşmediği, bir mahkeme veya Yargıtay kararında bu duruma atıf yapılarak suçun sübutu konusunda gerekçe gösterilemeyeceği izahtan varestedir. Bu nedenle de Yargıtay bozma ilamının bu kısmının dosya kapsamıyla örtüşmediği kabul edilerek, ilgili GBT kayıtlarının araştırılması cihetine gidilmemiştir.
Yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın beyanında geçen ... isimli kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesi istenilmiş ise de, bu kişinin açık kimlik bilgileri, adresi veya telefonu gibi kendisiyle irtibata geçilebilecek bir bilginin bulunmaması, soyut sanık beyanında geçen bilgi niteliğinde olması, sanığın beyanının hayatın olağan akışıyla örtüşmemesi nedeniyle bu kişi aranıp tanık sıfatıyla dinlenmemiştir.
Yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın müştekiye irtibat numarası olarak bıraktığı 0414 ... ..., 0414 ... ... nolu telefon abonelerinin tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenmeleri istenilmiş ise de, sanığın beyanında 0414 ... ... nolu telefon hattının kendine ait olduğunu ve bu hattı kullanmadığını, 0414 ... ... numaralı telefon hattının ise Şanlıurfa"da arada mal aldığı ... Nakliyat isimli iş yerine ait olduğunu, suça konu olayın da ... Nakliyat"la herhangi bir alakasının olmadığını beyan ettiği, hattı zatında böyle bir araştırmanın yapılmasının müştekiye veya mahkemeye yüklenmesinin de hayatın olağan akışıyla örtüşmediği, zira bir an için sanığın beyanının doğru olduğu ve kendisinde bulunan malı ve hatta sanığa ait aracı üçüncü bir şahsın zorla aldığı hususu kabul edilse dahi, sanığın makul ve orta zekalı bir insanın yapacağı üzere durumu hemen kolluk birimlerine veya Cumhuriyet savcılığına bildirmesi, yine mal sahibi olan müştekiyi durumdan haberdar etmesi gerekeceği açıktır. Sanığın ne olay zamanında ne de geçen bu süreçte hiçbir şekilde müştekiyi bilgilendirmediği izahtan varestedir. Bu nedenle de Yargıtay bozma ilamının bu kısmının dosya kapsamıyla örtüşmediği kabul edilerek, ilgili telefon numaralarının araştırılması cihetine gidilmemiştir.
Yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, mahkememizin kabulüne göre erteli cezada TCK"nun 53 maddesinin uygulanamayacağı belirtilmiş ise de, TCK"nun 53/4. maddesinin sadece kısa süreli hapis cezası ertelenmiş kişiler hakkında 1. fıkra hükmünün uygulanamayacağına amir olduğu, ancak mahkememizin önceki kararında sanık hakkında 2 yıl hapis cezası verildiğinden ve bu ceza TCK"nun 53/4. maddesi kapsamında kalmadığından, Yargıtay bozma ilamının bu kısmının da doğru olmadığı kabul edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamına göre, olay günü sanığın . ... plaka sayılı aracı ile müştekiden nakliye amaçlı aldığı ....600 kilogramlık madeni yağı teslimatı yapacağı yere götürmeyip mal edindiği, sanığın tevil yollu ikrarı, müşteki beyanı, sevk irsaliyesi kapsamından sabittir.
Her ne kadar sanık suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiş ise de, sanığın suça konu madeni yağları aldığı ve teslim etmesi gereken yere teslim etmediği, sanığın soruşturma aşamasında uzun süredir kaçak olması, malın ve hatta sanığa ait kamyonetin üçüncü kişiler tarafından kendisinden alındığına dair kolluk güçlerine müracaatının olmaması, bu konuda müştekiyi bilgilendirmemesi, kendisinin kullanmadığı bir telefonu müştekiye vermesi gibi olgular birlikte değerlendirildiğinde, beyanının da suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bir an için sanığın müştekinin malının peşine gitmediği kabul edilse dahi sanığın kendisine ait değerli bir mal olan kamyonunun peşine dahi gitmemesinin makul olmadığı kabul edilerek, sanığın sübuta eren eylemine uyan hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği" şeklindeki, önceki mahkûmiyet hükmünde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuştur.
İlk hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
.... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ...-... sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay .... Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi