21. Hukuk Dairesi 2014/20083 E. , 2015/14917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 07/07/2000-05/08/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 07/07/2000-05/08/2008 tarihleri arası davalıya ait 34 M 2001 plakalı araçta dolmuş şoförü olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun
16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalıya ait işyerinin uyuşmazlık konusu dönem itibariyle tescilsiz olduğu, sözkonusu aracın davalı işveren adına kayıtlı olduğu, davacıya 2000/4-2008/5. aylar arası söz konusu aracı kullanırken 36 adet trafik ceza puanı kesildiği, yine davacı adına 2003/3-2006/1. dönemler arası dava dışı (davalı işverenin kardeşine ait işyerinden) işyerinden bildirim yapıldığı, davacı tarafından gösterilen tanıkların fiili çalışmayı doğruladıkları, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise, davacının sürekli çalışmadığını, geçici olarak çalıştığını belirttikleri, yine davacı adına bildirim yapılan işyerinin bordrolu tanıkları (aynı zamanda davalı işverenin yeğenleri olan) davacının 2003-2006 arası kendilerine ait işyerinde otopark görevlisi olarak çalıştığını belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, işyeri uyuşmazlık konusu dönem itibariyle tescilsiz olup, bordro tanığı bulunmadığına göre, komşu işyeri tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, davacı adına kesilen trafik ceza tutanaklarının dikkate alınmadığı, uyuşmazlık konusu dönemde ilgili durakta çalışan diğer araçların sahipleri veya çalışanlarının tespit edilip beyanlarının alınmadığı, davacı adına bildirim yapılan işyerinin bordrolu tanıkları davacının 2003-2006 arası kendilerine ait işyerinde çalıştığını belirtmişler ise de, söz konusu dönemde davacı adına kesilen ceza tutanaklarının bulunduğu dolayısıyla bu tanık beyanlarının dosyadaki bilgi ve belgelerle çeliştiğinin dikkate alınmadığı, tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediği böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş, işyeri tescilsiz olup dönem bordrosu verilmediğine göre, öncelikle uyuşmazlık konusu olan Temmuz/2000-Ağustos 2008 arası dönemde, ilgili durakta çalışan diğer araçların sahipleri veya çalışanlarını, bağlı oldukları kooperatif başkanlığından sorarak resen tespit edip dinlemek, gerekirse araçların bağlı olduğu durak çevresindeki komşu işyerlerinin zabıta marifetiyle tespit edilerek komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının beyanlarına başvurmak, yine uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına kesilen trafik ceza tutanaklarıda göz önünde tutulup, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.