17. Hukuk Dairesi 2017/1597 E. , 2018/6431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalılardan ..."dan alacaklı olduğunu, bu alacağı nedeniyle yaptığı ... takibi sırasında alacaklarını karşılayacak haczi kabil mallarının bulunmadığını davalı ..."ın davalı ..."ın bitişik komşusu olduğunu, davalı ..."ın ... ili ... ilçesi ... Köyü ... ada ... nolu parsel üzerindeki 19 nolu işyerini mal kaçırmak amacıyla 18/08/2011 tarihinde bu davalıya devrettiğini ileri sürerek taşınmazın satışına ait tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde; davalı ..."ın iş yerinden yan komşusu olduğunu, ..."dan 40.000,00 TL alacağına karşılık 18/08/2011 tarihinde bu dükkanı aldığını, davalı ..."ın böyle bir borcunun bulunduğundan haberi olmadığını, bu davalı ile anlaşma içine girip mal kaçırma amacı gütmediğini, taşınmazın rayiç bedeli üzerinden alınıp satıldığını beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... adına çıkarılan davetiyelerin usulüne uygun olarak tebliğine rağmen duruşmaya gelmediği, açılan davaya karşı da herhangi bir beyanda bulunmadığı görülmüştür.
Mahkemece davacı şirketin davalı ... hakkında ... takibi yaptığı veya alacaklı olduğu konusunda herhangi bir bilgisi olmadığı ve bilebilecek durumda da bulunmadığı, keşifte alınan rapor satış ve dava tarihine ait olup, davacı vekilinin itirazında ileri sürdüğü ve sonradan piyasadaki şartlar nedeniyle işyerinin değer kazanmasının rayiç fiyat üzerinden alım-satım olgusunu değiştirmediği sonucuna varılmakla davanın
reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı yasanın 280/1. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği, 3.fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya mühim bir kısmının devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul olunacağı; bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az 3 ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiği veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicil Gazetesiyle, mümkün değilse bütün alacaklıların öğrenmesini temin edecek uygun vasıtalarla ilan olunduğunun kanıtlanması ile çürütülebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davalı 3.kişi ..., borçlu davalı ...’in dükkan komşusu olup, dosya kapsamına göre davalı borçlu ile diğer davalı 3.kişi arasında ticari ilişkilerin olduğu anlaşılmasına göre, davalı 3. kişinin borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar vermek kastıyla taşınmazı sattığını bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre iptal şartlarının oluştuğunun kabulü gerekir. O halde davacının 11.04.2012 günlü duruşma beyanı da gözönüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz davacıya geri verilmesine 26.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.