Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7101
Karar No: 2015/7860
Karar Tarihi: 28.05.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/7101 Esas 2015/7860 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/7101 E.  ,  2015/7860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/04/2013
    NUMARASI : 2007/250-2013/269

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı Dürdane ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Asıl ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, asıl davanın reddine, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Asıl davanın davacısı Dürdane, mirasbırakan Faruk "nin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 3311 ada 1 parseli oğlu davalı Mustafa"ya, aynı ada 2 parseli ise oğlu davalı Abdullah"a satış suretiyle temlik ettiğini, ayrıca 2416 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 8, 2136 ada 3 parseldeki 15, 4520 ada 1 parseldeki 37, 2 nolu bağımsız bölümler ile 1520 parseli davalıların murisin parasal desteği ile üçüncü kişiden satın aldıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Ali, murisin davalılar Abdullah ve Mustafa"ya ev yerlerini bedelsiz verdiğini bildirip davayı kabul etmiş, yargılama sırasında ise, davacı Dürdane"nin son yıllarda murise bir çok taşınmazını sattırıp parasını aldığını, ev yerini de muristen bedelsiz devraldığını bildirmiştir. Diğer davalılar, dava konusu taşınmazların muristen ve üçüncü kişilerden bedeli karşılığında satın alındığını, alım güçlerinin olduğunu, murisin davacıya da 3311 ada 11 ve 12 parselleri bedelsiz verdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Birleşen davada ise davacılar Abdullah ve Mustafa; mirasbırakan Faruk " nin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 3386 ada 12 parsel sayılı taşınmazı Yusuf "a temlik ettiğini, sırası ile davalı Kadir"e, ondan Meryem "ye, ondan da kızı davalı Dürdane"ye satış suretiyle aktarıldığını, satışların gerçek olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, dairece; “dosya içeriğinden, toplanan delillerden, dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazın öncesinde 48 ada 3 parsel numarası ve 10281 m2 miktarlı tarla vasfı ile tarafların ortak miras bırakanı Faruk adına kayıtlı iken ½ payın 1.10.1999 tarihli akitle ve 4.600.-YTL. bedelle davalı Dürdane’ye satış suretiyle temlik edildiği, bilahare imar uygulamasına tabi tutularak çeşitli imar parsellerinin oluştuğu Dürdane adına oluşan 3386 ada 4, 5-6 ve 8 parsel sayılı bina ve arsa vasıflı taşınmazların tevhitle 3386 ada 11 parsel olarak Dürdane adına tescilinden sonra yol fazlasından Aksaray Belediyesi adına ihdasen tescil edilen 9 ve 10 parsellerle birleştirilerek 3386 ada 12 parsel sayılı taşınmazın Aksaray Belediyesi ile Dürdane adına paylı mülkiyet üzere tescil edildiği anılan taşınmazdaki belediye payının 17.9.2004 tarihinde davalı Dürdane’ye satış suretiyle temlik edilerek, taşınmazın tamamının halen adı geçen davalı adına 3 katlı bina ve arsa vasfı ile kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; mirasbırakanın gerçek iradesinin sağlığında mal varlığını paylaştırmak olduğu ve temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmişse de, denkleştirme hususunda hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Öyleyse, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Somut olaya gelince; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden, mirasbırakanın, adına kayıtlı bir kısım taşınmazları 3.kişilere temlik ettiği, bir kısmının ise satış, imar ve ifrazla bazı mirasçılar adına tescil edildiği, oysa; mahkemece hak dengesini gözetir biçimde mirasçıların tümüne nakledilen taşınmazlar yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırılmadığı gibi mirasçıların tamamına temlik edilen taşınmazların neler olduğu da dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Öte yandan, taraflar arasında aynı hukuki sebeple açılan 2007/250 Esas sayılı derdest olan dava dosyasının da eldeki dava ile fiili ve hukuki irtibatının bulunduğu açıktır. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, miras bırakanın tüm mirasçılarına intikal eden taşınır, taşınmaz mallar ve haklar araştırılarak, mallar ve hakların nitelikleri hakkında uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınması ve miras bırakanın iradesinin açıklığa çıkartılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, her iki dosyanın birleştirilmesi sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; asıl davaya konu taşınmazlar bakımından mirasbırakan Faruk Bekmezci"nin 21 ada 151 parseli oğlu davalı Mustafa"ya, 21 ada 152 parseli ise oğlu davalı Abdullah"a 06.04.1995 tarihli akitle satış suretiyle temlik ettiği, anılan taşınmazların imar uygulaması sonucunda 16.12.1998 tarihinde 3311 ada 1 parsel olarak davalı Mustafa, 3311 ada 2 parsel olarak davalı Abdullah adına tescil edildiği, öte yandan, dava konusu 2416 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümün İsmail tarafından 12.10.1998 ve 20.08.1999 tarihli akitlerle davalı Mustafa"ya, 2136 ada 3 parseldeki 15 nolu bağımsız bölümün 26.12.1997 tarihli akitle, 4520 ada 1 parseldeki 37, 2 nolu bağımsız bölümlerin Nuriye tarafından 30.05.2006 tarihli akitle, 1520 parselin ise İbrahim tarafından 26.05.2003 tarihli akitle davalı Abdullah"a temlik edildiği, anılan parsellerin murisle ilgisi olmadığı anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan; birleşen davaya konu 3386 ada 12 parsel sayılı taşınmazın bir kısım temlikleri dairenin önceki bozma ilamında açıklanmakla beraber, murisin 16.02.1989 tarihli akitle 48 ada 3 parselin ½ payını Yusuf "a, temlik ettiği ondan 28.02.1989 tarihli akitle oğlu davalı K.. B.."ye, ondan 11.06.1991 tarihli akitle gelini Meryem "ye, ondan da 01.10 1999 tarihli akitle kızı davalı Dürdane"ye aktarıldığı, ayrıca yine murisin bizzat 48 ada 3 parselin kalan ½ payını da 01.10.1999 tarihli akitle kızı davalı Dürdane"ye satış suretiyle devrettiği, daha sonra yapılan imar uygulaması, ihdas ve tevhitler sonucunda 3386 ada 12 parsel sayılı taşınmazda 2686/4144 payın 17.09.2004 tarihinde davalı Dürdane adına tescil edildiği, diğer taraftan, davalı Dürdane"nin 3386 ada 12 parselin kalan 1458/4144 payını da Aksaray Belediyesi"nden 17.09.2007 tarihli akitle satış suretiyle edindiği görülmektedir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan araştırma ve inceleme, dosya kapsamı itibariyle davacılar Abdullah ve Mustafa tarafından davalı Dürdane aleyhine açılan birleşen davada, çekişme konusu 3386 ada 12 (öncesi 48 ada 3) parsel sayılı taşınmazın davalı Dürdane"ye temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, murisin hak dengesini gözetir ve kabul edilebilir şekilde mirasçıları arasında mal paylaştırdığından da söz edilemeyeceği tespit edilerek anılan parsele dair birleşen davanın kabul edilmesi kural olarak doğrudur. Davalı (asıl davanın davacısı) Dürdane"nin öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Öte yandan; davacı Dürdane tarafından açılan asıl davaya gelince; “bilindiği üzere; davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
    O halde, yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında asıl davada, davalılar Abdullah ve Mustafa"nın üçüncü kişiden değişik tarihlerde satın almak suretiyle edindikleri 2416 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 8, 2136 ada 3 parseldeki 15, 4520 ada 1 parseldeki 37, 2 nolu bağımsız bölümler ile 1520 parsel sayılı taşınmazlar bakımından 01.04.1974 tarih , ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararınını uygulama yeri olmadığı açık olup, asıl davanın anılan parseller bakımından reddi doğrudur. Davacı Dürdane"nin bu yönlere değinen temyiz itirazları da yerinde değildir.
    Ancak, dosya içeriğine, toplanan delillere göre, muris varlıklı bir kişi olup, satış ihtiyacının bulunmadığı, çocuklarına taşınmaz devrettiği gibi dava dışı kişilere de bir çok taşınmaz satışı yaptığı gözetildiğinde, mirasbırakandan davalılar Abdullah ve Mustafa"ya temlik edilen ve imarla anılan davalılar adına tescil edilen çekişme konusu 3311 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların da temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Davalı (asıl davanın davacısı) Dürdane"nin diğer temyiz itirazları ile davalılar Hasan, Ali, Kadir ve Medeni"nin temyiz itirazlarına gelince; yukarıda içeriği açıklanan birleşen davada, davacılar Abdullah ve Mustafa mirasçılar adına tescil istekli dava açtıklarına ve davada iştirak sağlanıp, tüm mirasçılar davada yer aldığına göre 3386 ada 12 parsel sayılı taşınmaz bakımından muristen davalı Dürdane"ye intikal eden kısım bakımından ve muris Faruk mirasçıları adına miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hukuki olmayan gerekçe ile sadece davacılar Abdullah ve Mustafa adına pay tesciline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi asıl davanın çekişme konusu 3311 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi de isabetsizdir.
    Davacı Dürdane ile diğer bir kısım davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi