20. Hukuk Dairesi 2015/5450 E. , 2016/2079 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında Hazine adına tespit gören ve daha sonra taşlık ve kayalık olduğu için tespit dışı bırakılan eski 1514 sayılı parselin daha sonra belediye imar planı içine alındığını, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını bildirerek ... adına tapuya tescili talebi ile dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile bilirkişi raporuna ekli krokide (a) harfi ile gösterilen 19919,50 m² yüzölçümlü taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... parselin hakkında karar verilmeyen krokide (b) harfi ile gösterilen bölümüne, davalı ... ... kabule konu krokide (a) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.09.2011 tarih ve .../... - .../... sayılı kararı ile hüküm kısmen onanmış, kısmen de bozulmuştur.
Hükmüne uyulan onama-bozma kararında özetle; “çekişmeli taşınmazın krokide (a) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu belirtilerek davalı ... ... temyiz itirazları reddedilerek bu bölüm hakkındaki karar onanmıştır.
Davacı ... bilirkişi raporuna ekli krokide (b) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazları hakkında ise;
Çekişmeli eski 1514 sayılı parselin yörede 1974 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çalılık vasfıyla ... adına tespit edildiği, daha sonra Tapulama Mahkemesinin 1975/54 - 1980/11 sayılı kararı ile kayalık taşlık ve çalılık niteliğinde olduğundan tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın ... tarafından kanal geçirilmek suretiyle ikiye ayrıldığı, (b) ile gösterilen 173,62 m² yüzölçümlü kısmı üzerinde ... tarafından yapılan kanal bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı ... tarafından çekişmeli taşınmazın tamamının ... adına tapuya tescili talep edildiği halde (a) ile gösterilen 19919,50 m² yüzölçümlü kısmın tarla vasfı ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, mahkemece (b) ile gösterilen 173,62 m² yüzölçümlü kısma ilişkin hüküm kurulmamıştır. Bu kısım üzerinde ... tarafından yapılan kanal bulunduğu, ancak bu kısım yönünden her hangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı anlaşıldığından ... davaya dahil edilerek gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra bu kısım yönünden de hüküm kurulması gerekirken mahkemece bu kısma yönelik hüküm kurulmamış olması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilerek bilirkişi raporuna ekli krokide (b) ile gösterilen bölüm yönünden hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile bilirkişi raporuna ekli krokide (b) harfi ile gösterilen 173,62 m² yüzölçümlü taşınmazın tarla vasfıyla .. adına tapuya kayıt ve tesciline, krokide (a) ile gösterilen kısım yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu bölüm hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılan 01.04.1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu 1974 yılında yapılmış ve çekişmeli taşınmaz çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş iken Tapulama Mahkemesinin 1975/54 - 1980/11 sayılı kararı ile kayalık, taşlık ve çalılık niteliğinde olduğundan tespit dışı bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, bilirkişi raporuna ekli krokide (b) harfi ile gösterilen 173,62 m² yüzölçümlü taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ... ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.