MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/297-2013/351

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, Silivri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde satış vaadi nedeniyle cebri tescil istekli 2010/410 esas sayılı dava açtıklarını, davalıların murisi Hüsnü Urdu ile satış vaadi sözleşmesi yaptığını ve bu sözleşme ile babası “Hasan Urdu"dan” Silivri ilçesi, Beyciler köyü, 1461, 1462, 1463, 1464, 1465, 1466, 1467, 1468, 1469, 1470, 1471, 1472, 1473, 1474, 1475, 1476, 1477, 1478, 1479, 1480, 1481, 1482, 1483, 1484, 1485, 1486, 1487, 1488, 1489, 1490, 1491, 1492, 1493, 1494, 1495, 1496, 1497, 1498, 1499, 1500, 1501, 1502, 1503, 1504, 1505, 1506, 1507, 1508, 1509, 1510, 1511, 1512, 1513, 1514, 1515, 1516, 1517, 1518, 1519, 1520, 1521, 1522, 1523, 1524, 1525, 1526, 1527, 1528, 1529 parsel sayılı taşınmazlardan intikal edecek payları satın aldığını, Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen tapu kayıtlarında anılan parsellerde, “Hasan Urdu"nun” soyadının sehven “Ordu” olarak yer aldığını, kayıtların düzeltilmesi için dava açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek nüfus kaydına uygun olarak tapu kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yüksek 14. Hukuk Dairesince; “ mahkemece, nüfus müdürlüğünden tapu kayıt maliki “Ali oğlu Hasan ” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorularak araştırmanın tamamlanması ve sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği halde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bozma ilamına uyulmuş olmakla, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorunlu hale gelir.
Ne varki, somut olayda, 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına rağmen yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, çekişme konusu 69 adet taşınmazın kadastro tespitlerinin 1986 yılında tapu kayıtlarına istinaden yapıldığı, kadastro dayanağı tapu kayıtlarında kayıt malikinin “Ali oğlu Hamza ” olarak yer almasına rağmen kadastro tutanaklarının edinme sebebi bölümünde malikin “Ali oğlu Hasan ” olduğu açıklanarak anılan kişi adına pay tespiti suretiyle tescilin yapıldığı, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen dayanak tapu kaydındaki malik “Ali oğlu Hamza ” isminde bir kişinin var olup olmadığı araştırılmadan, başka bir deyişle kayıt malikinin kim olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Hâl böyle olunca; dava konusu taşınmazların kadastro tespitine esas alınan tapu kayıtlarında malik olarak adı geçen “Ali oğlu Hamza ” adında bir kişinin var olup olmadığı bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, kayıt maliki paydaşın kim olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.