20. Hukuk Dairesi 2015/5497 E. , 2016/2073 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzel kişiliği, 06.03.2014 havale tarihli dilekçesiyle, ... köyü 146 ada 1 parsel sayılı 21.973,06 m² yüzölçümlü taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro sırasında yaylak olarak sınırlandırıldığını, ancak kadastro sırasında yapılan tespitte köyün yayla evlerinin 146 ada 1 sayılı parsel dışında, 153 ada 1 sayılı orman parseli içinde bırakıldığını beyanla, 146 ada 1 sayılı yaylak vasıflı parsel dışında ancak 153 ada 1 sayılı orman parseli içinde bırakılmış ve üzerinde yer yer köy halkına ait yayla evleri ile aralarında yine köy halkı tarafından bırakılan boşluk alanın 153 ada 1 sayılı parselden tapu kaydı iptal edilerek ifrazı ile 146 ada 1 sayılı parsele eklenmesi, bu mümkün olmadığı takdirde ise yaylak vasfıyla ayrı bir parsel sayısıyla özel siciline kaydına karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 153 ada 1 sayılı parsel ve 146 ada 1 sayılı yaylak"ın sınırlandırılmasında, sınırlamaya esas alınan Kasım 2004 tarihli ... ... tarafından tanzim edilen krokinin mülga ... Kadastro Müdürlüğü Kadastro Komisyonu Yayla Sınırlarını Belirleme Ekibince yanlış değerlendirilerek, konumlama hatası yapıldığı anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne ve 16.09.2014 tarihli fen bilirkişilerinin raporunda kroki 2 olarak koordinatları belirtilen ve hatalı olan ... ili, ... ilçesi, ... köyü 153 ada 1 parsel ve 146 ada 1 sayılı yaylakta yapılan tapu kaydının iptali ile; bu konumlandırma hatasının 146 ada 1 parsel için alanı aynen alınmak sureti ile 2004 yılı Kasım ayı tarihli ve 12 nolu Orman Kadastrosu Başkanı ... .. tarafından düzenlenen krokide O.S.440, O.S.441, O.S.442, O.S.443, O.S.444, O.S.444/1 ve O.S.445 nolu orman sınırlarının koordinat değerlerinin bu projeye uygun olacak şekilde ve 16.09.2014 tarihli fen bilirkişileri raporunda kroki 5"te belirtildiği şekilde özel siciline kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konumlandırma hatasının düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, yaylak vasıflı taşınmazın kadastro sırasında orman alanında bırakıldığından bahisle dava açmış ise de, fen bilirkişi raporuna göre orman tahdidinde P.1 poligon numarası ile tahdit dışında bırakılan taşınmazın arazi kadastrosu sırasında konumlandırma hatası yapılarak 146 ada 1 parsel sayısı verilerek tespit edildiği, yani orman tahdidinde P.1 poligon numarası verilerek tahdit dışında bırakılan taşınmazın kadastro paftasına aktarılırken, tahdit haritası ve zemin ile uyumsuz bir şekilde hatalı konumlandırıldığı (aktarıldığı) ifade edilmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine
göre re"sen veya ilgilinin müracaatı üzerine Kadastro Müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro Müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine, bu işlemlerin iptali için de tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Sulh Hukuk Mahkemelerinde dava açılabilir. Aynı maddenin son fıkrasında ise, bu maddenin uygulanmasında, Kadastro Kanununun 12. maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin aranmayacağı açıkça belirtilmiştir. Somut olayda; davacı tarafça, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine dayanılarak işlem yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne başvurulmaksızın doğrudan dava yoluna gidilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 114/1-b maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olması" dava şartları olarak düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, belirtilen düzenleme karşısında, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesinde öngörülen idarî işlem basamakları yerine getirilmeden, doğrudan mahkemeye açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu nedenle,, mahkemece yargı yeri nedeniyle davanın reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.