Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/981 Esas 2021/495 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/981
Karar No: 2021/495
Karar Tarihi: 02.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/981 Esas 2021/495 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/981 E.  ,  2021/495 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.06.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mirasın hükmen reddinin tespiti istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 16.04.2013 tarihinde vefat eden muris ...’nın terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek bu hususun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2) Diğer temyiz itirazlarına gelince;
    TMK 612. maddesine göre; "En yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.”
    Somut olaya gelince, yukarıda açıklanan hukuksal olgu ve mirasın en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedildiği dikkate alındığında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair hüküm kurulması eksik bırakılmıştır. Ayrıca mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderleri ve harçtan davalının değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nin 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun; 3. parağtafındaki ‘’davalı taraftan tahsiline’’ kelimelerinin hükümden çıkartılarak yerine harcının kelimesinden sonra gelmek üzere ‘’davacılardan tahsili’’ kelimelerinin yazılmasına, vekalet ücretine ilişkin 4. parağrafın tamamen hükümden çıkartılmasına, 5. parağraftaki ‘’Davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine’’ ibarelerinin hüküm sonucundan çıkartılarak, yerine ‘’Davanın niteliği gereği davacılar üzerinde bırakılmasına’’ibarelerinin yazılmasına, hüküm sonucuna “4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi için hüküm kesinleştiğinde dosyanın mirasın açıldığı yer Sulh Mahkemesine gönderilmesine,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.02.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.