6. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3070 Karar No: 2020/1251 Karar Tarihi: 10.03.2020
Yağma - Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/3070 Esas 2020/1251 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Yağma ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarından mahkum edilmiştir. Sanık hakkında önceden verilen 20 yıl ağır hapis cezasını aşmayacak şekilde uyarlama kararları verilmiştir. Ancak, uygulanan uyarlama hükümlerinin sanığın lehine olup olmadığına dair daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Şartla tahliyenin geri alınması ve infaz edilecek ceza miktarının belirlenmesi ayrı bir müessesedir ve bu inceleme uyarlama yargılaması sonucunda yapılmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin geri kalan ceza süresini infazda doğrudan çektirmeye hükmetmesi bozmayı gerektirmiştir. Sanık savunmasının temyiz itirazı kabul edilerek hükmün kısmen bozulması ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmediği sonucuna varılarak, hüküm fıkrasından \"B- Şartla Tahliyenin Değerlendirilmesi Yönünden\" başlığı altındaki kısmın çıkarılması ile diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. madde.
6. Ceza Dairesi 2018/3070 E. , 2020/1251 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık hakkındaki 25/03/1999 tarihli kesinleşmiş ilk hüküm 20 yıl ağır hapis olup, bu hükümdeki ceza süresini aşmamak koşuluyla infaz aşamasında verilen uyarlama kararları kazanılmış hak oluşturmayacağından, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Uyarlama yargılamasının amacı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddelerinde yer alan düzenlemeler gereğince, sanık hakkında, suç tarihinde yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun düzenlemelerinin ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle, lehe olan yasanın saptanması ve uygulanmasıdır. Şartla tahliyenin geri alınması ve infaz edilecek ceza miktarının belirlenmesi ise ayrı bir müessese olup, bu hususun uyarlama yargılaması sonucunda hükmedilen cezanın kesinleşmesinden sonra değerlendirilmesi gerekirken, uyarlama yargılamasında kurulan hüküm içerisinde ayrı bir başlık açılarak, aynı zamanda Cumhuriyet Savcısının yetkisini de kısıtlar biçimde “Geri kalan 8 yıl 6 ay 17 günlük sürenin infazda doğrudan çektirilmesine” karar verilmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “B- Şartla Tahliyenin Değerlendirilmesi Yönünden” başlığı altında yer alan kısmın çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.