12. Ceza Dairesi Esas No: 2017/4264 Karar No: 2018/2669 Karar Tarihi: 08.03.2018
Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/4264 Esas 2018/2669 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2017/4264 E. , 2018/2669 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Görevi kötüye kullanma Hüküm : CMK"nın 223/2-b maddesi gereğince Beraat
Görevi kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin “14.12.2007” yerine, “29.12.2007” olarak yazılmış olması, mahallinde düzeltilebilmesi mümkün bir yazım yanlışı olarak değerlendirilmiştir. Ölenin babası ... adına vekilinin 20.04.2011 tarihli duruşmada şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen, katılma isteminde bulunmayan şikayetçi hakkında 5271 sayılı CMK"nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, oğlunun ölümü nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili aracılığı ile hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan müştekinin 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına, karar verilerek yapılan incelemede; Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 14/12/2007 tarihinde saat 11:00 sıralarında ölen ..."nın bisikleti ile giderken yola düştüğü ve yaralandığı, sonrasında sanığın acil serviste doktor olarak görev yaptığı Mersin Toros Devlet Hastanesine kaldırıldığı, burada sanığın ...hakkında "Hayati tehlikesi mevcut değildir" şeklinde rapor düzenlediği, ..."nın hastanede 15 gün yattıktan sonra vefat ettiği ve ölümünün düşmeye bağlı kafa travması sonucu gerçekleştiğinin anlaşıldığı somut olayda; 22.06.2010 tarihli duruşmada mahkemece kusur tespiti yönünden rapor alınmasına karar verildiği halde, ara kararın gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, mahkemece sanığın görevinin gereklerine aykırı hareket ederek adli rapor düzenleyip hastanın tedavisinin yanlış yönlendirilmesine neden olup olmadığına ilişkin gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, sanığın olay nedeniyle tıbbi açıdan kusurlu bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olarak sanığın iddia olunan taksirli eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının saptanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan, Yüksek Sağlık Şurasından ya da üniversitelerin ilgili bölümünden rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 08.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.