Esas No: 2015/8943
Karar No: 2017/7271
Karar Tarihi: 30.10.2017
Resmi belgede sahtecilik - suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/8943 Esas 2017/7271 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine karşı sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilip 05.02.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü yasal süresi geçtikten sonra 26.02.2015 tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine karşı sanık ..."un ve diğer sanıkların müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, sanıkların savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosya içeriğine göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan; ..."un ve diğer sanıkların müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
III- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçundan; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın almak veya kabul etmek suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine karşı sanık ... ile diğer sanıkların müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
A- Sanık ... hakkındaki resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçlarına ilişkin olarak;
Sanık ... müdafiinin yasal şartları oluşmayan duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine oybirliğiyle karar verilip gereği görüşüldü;
1- Sanık hakkında.... plakalı aracı .... ve ..... sahte plakalarla alıp kullanmak kabul etmek suretiyle üzerine atılı suç eşyasını satın almak ve zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunduğu olayda: sanık ...’nın aşamalarda alınan beyanlarında, bahse konu aracı Şahin marka aracına karşılık verdiklerini bu araçla sadece üç gün inşaata gittiğini beyan ederek suçlamayı kabul etmemesi karşısında; sanık ...’ın atfı cürüm mahiyetindeki soyut beyanı dışında, sanık ...’nın mahkumiyetine yeterli, somut her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine hükmolunması,
2- Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden kabule göre de;
a- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmiş olması nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, bir araca ait suça konu plakalar ile motorlu araç trafik ve tescil belgelerinin aynı anda ele geçirildiği olayda, değişik zamanlarda düzenlendiğine dair delil bulunmaması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı ancak temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacağı gözetilmeden, sanığın cezasının zincirleme suç hükümlerine göre artırılması,
b- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçu yönünden kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir; ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK.nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık hakkında hüküm kurulurken, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan fiilin ağırlığı ile orantısız biçimde uzaklaşılarak ceza tayini,
b- 5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, sanıkların adli sicil kayıtlarına göre sabıkasız oluşları karşısında, sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesi gereğince “hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na karar verilip verilmeyeceğinin kararda tartışılmaması,
c- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B- Sanık ... hakkındaki suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçuna ilişkin olarak;
1- 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı cihetle; Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 16.05.2008 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında “hırsızlık, suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak,resmi evrakta sahtecilik, başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak (iftira)” suçlarından kamu davası açıldığı; suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçunu işlediği iddiası ile açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden, dava konusu yapılmayan suçtan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir; ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK.nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık hakkında hüküm kurulurken, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan fiilin ağırlığı ile orantısız biçimde uzaklaşılarak ceza tayini,
b- Sanık hakkında TCK"nın 165/1 maddesi uyarınca hapis cezasının yanında takdir edilen 100 gün adli para cezasının günlüğü aynı kanunun 52. maddesi uyarınca 20,00 TL"den paraya çevrilmesine karar verilmesine rağmen sonuç adli para cezasının 2.500 TL olarak hesaplanarak fazla adli para cezasına hükmolunması,
c- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
C- Sanık ... hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmiş olması nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, bir araca ait suça konu plakalar ile motorlu araç trafik ve tescil belgelerinin aynı anda ele geçirildiği olayda, değişik zamanlarda düzenlendiğine dair delil bulunmaması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı ancak temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacağı gözetilmeden, sanığın cezasının zincirleme suç hükümlerine göre artırılması,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
D- Sanıklar ... ve ... hakkındaki suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçlarına ilişkin olarak;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
1- 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir; ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıklar hakkında hüküm kurulurken, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan fiilin ağırlığı ile orantısız biçimde uzaklaşılarak ceza tayini,
2- 5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, sanıkların adli sicil kayıtlarına göre sabıkasız oluşları karşısında, sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesi gereğince “hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na karar verilip verilmeyeceğinin kararda tartışılmaması,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
E- Sanık ..., ... ve ... hakkındaki suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçuna ilişkin olarak;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ... hakkında .... plakalı aracı .... sahte plaka ve .....plakalı aracı .....ve .....sahte plakalar ile, sanık ... hakkında ...plakalı aracı .... sahte plaka ve ... plakalı aracı ... sahte plaka ile sanık ... hakkında..... plakalı aracı ..... sahte plaka ve..... plakalı aracı ..... ve ..... sahte plakalar ile satın almak ve kabul etmek suçundan kamu davası açıldığı, her bir araç bakımından sanıkların suçlarının birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden sanıklar hakkında zincirleme şekilde tek bir suçtan hüküm kurulması,
2- 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir; ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıklar hakkında hüküm kurulurken, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan fiilin ağırlığı ile orantısız biçimde uzaklaşılarak ceza tayini,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
F- Sanık ... hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak;
1- Sanık ...plakalı aracı .... sahte plaka ile ve ... plakalı aracı ... sahte plaka ile plakaları ve ruhsatlarını sahte olarak tanzim etmek ve kullanmak suretiyle zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesine karşın, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına esas teşkil eden ... sahte plakalı aracın plakalarının ve ruhsatının aslının yargılama sırasında ele geçirilemediği ve aldatma niteliği yönünden herhangi bir değerlendirme yapılamadığı cihetle, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu cihetle; suça konu belgelerin aslının incelenerek, hukuki sonuç doğurmaya elverişli ve aldatma yeteneği bulunan bir belge olup olmadığı belirlendikten ve denetime olanak verecek şekilde belge aslı dosya içerisinde bulundurulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
G- Sanık ... hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak;
1- Sanığın ... plakalı aracı ... sahte plaka ile plakaları ve ruhsatını sahte olarak kullanmak suretiyle zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesine karşın, aracın plakalarının ve ruhsatının aslının yargılama sırasında ele geçirilemediği ve aldatma niteliği yönünden herhangi bir değerlendirme yapılamadığı anlaşıldığından, plakalar ve ruhsat asıllarının araştırılarak incelenip aldatma niteliği olup olmadığı belirlenmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a)5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmiş olması nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu plakalar ile motorlu araç trafik ve tescil belgelerinin aynı anda ele geçirildiği olayda, değişik zamanlarda düzenlendiğine dair delil bulunmaması karşısında; resmi belgede sahtecilik suçunun zincirleme olarak işlendiğinin kabulü ile ek savunma hakkı da verilmeksizin TCK"nın 43/1. maddesi uygulanması suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un ve diğer sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından sanıklar ..., ... ve ... açısından sonuç ceza miktarı itibarıyla kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.