İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1977 yılında yapılan Tapulama sırasında ... köyü 999 parsel sayılı 4476,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tarla niteliğiyle davalı gerçek kişilerin murisleri adına komisyon kararıyla tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Dava konusu parsel yargılamanın devamı sırasında 2013 yılında yapılan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulamasıyla 136 ada 1 parsel sayısını almış ve yüzölçümü de 4567,13 m² olarak düzeltilmiştir.
Davacı ... ..., 17.12.2012 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 999 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına, davalıların müdahalesinin önlenmesi istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu 999 sayılı parselin (yenileme ile 136 ada 1) tapusunun iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline, müdahalenin önlenmesi talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... .... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, müdahalenin önlenmesi isteklerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 10.10.2008 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 136 ada 1 (eski 999) parsel sayılı taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ... ...’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 22/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.