17. Hukuk Dairesi 2015/12797 E. , 2018/6405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu motorsiklet ile zorunlu trafik sigortası bulunmayan traktörün karıştığı trafik kazası sonucu müvekkilinin %5 oranında daimi malul kaldığını, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, davalının 19.10.2012 tarihinde yaptığı 8.023,00 TL ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli sakatlık tazminatı olarak 2.000 TL tazminatın poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla olay tarihinden işleyecek reeskont avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1-Davanın kabulü ile, 2.000,00-TL tazminatın 31/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan (rizikonun meydana geldiği tarihteki geçerli teminat limiti dahilinde) alınıp davacıya verilmesine, 2-Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nun 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki
açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186. maddesi hükmüne göre "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olana davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.”
Somut olayda 6100 sayılı HMK döneminde açılan davada davacı vekili ve davalı vekilinin hazır bulunduğu 18/12/2014 tarihli son celsede HMK’nın yukarıda belirtilen maddeleri uygulanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Savunma hakkının kısıtlanmaması için, HMK."nun 186. madde hükmüne göre taraf vekillerine usulüne uygun, yukarıdaki ihtaratı içerir davetiye tebliğ edildikten sonra sözlü yargılama aşamasına geçilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesi doğru değildir.
2-Kabule göre de;
a)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ... Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin ... Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği veya Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece davacı tarafça sunulan özürlü sağlık kurulu raporu esas alınarak %5 daimi maluliyet oranına göre hesaplama yaptırılmıştır. Ancak 14.6.2006 kaza tarihi itibari ile Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlükte olup özürlü sağlık kurulu raporu denetime elverişli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece ... Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin ... Anabilim Dalı bölümleri gibi bir kuruluştan kaza tarihinde yürürlükte bulunan ‘‘Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’’ne uygun şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine, 26/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.