11. Ceza Dairesi 2017/14154 E. , 2017/7266 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 28.07.2017 tarih ve 2017/7707 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08.08.2017 tarih ve KYB-2017/47881 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik, iftira, kamu görevini usulsüz üstlenme ve başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçlarından şüpheli ...’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 206/1, 267, 269/1, 50/1-a, 52/2 (2 kez), 204/1 ve 62. (3 kez) maddeleri gereğince, 1.500,00 ve 1.200,00 Türk Lirası adli para ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine dair Adana 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/499 esas, 2017/484 sayılı kararının “1- Resmi belgede sahtecilik suçunda, suça konu belgenin adlî emanetten getirtilerek hâkim tarafından incelenmek suretiyle belgede sahteciliğe ilişkin oluşan kanaatin zapta geçirilmesi gerektiği halde bu işlem yapılmadan, ayrıca soruşturma aşamasında alınan polis kriminal raporunda suça konu sürücü belgesinde basılı bulunan mühür içeriğinin tam ve net olarak okunamaması nedeniyle, söz konusu sürücü belgesindeki fotoğrafın belgeyi düzenleyen.... Emniyet Müdürlüğü tarafından araştırılması hususunda görüş bildirildiği halde bu işlem yapılmadan, eksik ve yetersiz incelemeyle atılı resmî belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyet kararı verilmiş olmasında,
2- İddianame içeriğinden sanığın kendisini polis olarak tanıtmasının kamu görevini usulsüz üstlenme suçu olarak kabul edildiği, sanığın kimlik kontrolünde kardeşi adına düzenlenmiş sahte ehliyeti ibraz etmekle eyleminin başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçuna temas ettiği anlaşılmış ise de, icrai bir eylemde bulunmaksızın sadece kendisinin polis olduğunu söylemesinin kamu görevinin usulsüz üstlenme suçunu oluşturmayacağı, 5237 sayılı Kanun’un 268. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için daha önce işlenmiş bulunan bir suçun bulunması gerektiği, sanık hakkında unsurları oluşmadığı halde 5237 sayılı Kanun’un 268. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; TCK"nın 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır. Somut olayda; şüphe üzerine sevk ve idaresinde bulunan araç durdurulup kimliği sorulan sanığın başlangıçta polis olduğunu görevlilere söylemesi, devamında üzerinde kendisine ait fotoğraf bulunan kardeşi.... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini görevlilere ibraz etmesinden ibaret eyleminde, olayla ilgili tüm tutanakların görevlilerce yapılan kontrol sonrasında ve sanığın gerçek kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması nedeniyle, TCK"nın 206. maddesindeki suçun yasal unsurlarının somut olayda oluşmayacağı ve eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi kapsamında idari para cezası yaptırımını gerektiren kabahat olarak nitelendirilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle, belirtilen hükme ilişin olarak da, kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere, 1 nolu bozma düşüncesi yönünden inceleme yapılabilmesi için ise; suça konu sürücü belgesinin dosya içerisinde mevcut bulunmadığı anlaşılmakla, Adli Emanetin 2016/2672 sırasında kayıtlı sürücü belgesi aslının gönderilmesi amacıyla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 30.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.