Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5430
Karar No: 2016/2053

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5430 Esas 2016/2053 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5430 E.  ,  2016/2053 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ... ve ..., 27.01.2011 günlü dilekçelerinde sınırlarını bildirdikleri ... (...) köyünde bulunup ekli krokide yeri işaretlenen 25-30 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın kendilerinin zilyetliğinde olduğu ve yararlarına zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, buna rağmen, yörede 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırılıp, orman niteliği ile ... adına tesbit edilen 101 ada 1 sayılı parsel içerisinde bırakıldığı iddiasıyla bu taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece davacıların zilyetliğe dayandıkları, kadastro tespitinin askı suretiyle ilânından sonra hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar ... ve ...’un temyizi üzerine, Dairenin; 05/03/2013 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı kararıyla hüküm oy çokluğuyla onanmıştır.
Davacılar ... ve ..., karar düzeltilme talebi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/04/2014 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkeme kararı ve Dairenin onama kararından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih, 2012/108 E. - 2013/64 K. sayılı kararı ile 31/8/1956 tarihli, 6831 sayılı Orman Kanununun 5/11/2003 tarihli, 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26/2/2014 tarihli 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 01.03.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 65277 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11’inci maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak ... hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve dava konusu ... köyü, 101 ada 1 sayılı parselin 31/01/2012 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümün davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastro tespitine itiraza ve tapu iptal ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece, davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, davaya konu krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmazın dört tarafı 101 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olup, çekişmeli taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğindedir.
a) 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinin 26/son maddesinde “Devlet ormanlarındaki açıklık sahaların devlet ormanı olarak tahdit edileceği”
b) 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/A maddesinde “Orman Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç veya ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şüceyrat ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”
c) 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu Yönetmeliğinin 40/A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç ve ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şuceyrat ihtiva eden açıklıkların Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağı”
d) 20.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Yapılacak Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 30/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen, ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
e) 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 23/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı kanunun 17. maddesinde yeralan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
f)15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/1-a maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
g) 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16/1-i maddesinde “Orman içi açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca, Devlet ormanlarının açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya Orman İdaresince el konulur.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke
dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 tarih ve 1997/20-808/1039, 08.02.1999 tarih ve 1999/7-22-43, 13.10.1999 tarih ve 1999/8-689-822, 03.04.2002 tarih ve 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 tarih ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşınmazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 tarih ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan, 6831 sayılı Kanuna 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 183. maddesiyle eklenen Ek 12. madde hükmü uyarınca da “orman içi boşluk alanlar, bölgede doğal olarak yetişen türlerle ekim, dikim ve aşılama suretiyle imar-ihya ve/veya rehabilite edilerek doldurulur.”
Buna göre; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, Kanun gereği orman sayıldığı için, zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi