17. Hukuk Dairesi 2016/14623 E. , 2018/6393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu şirket hakkında takipler başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarından ... ada ... nolu parseli 04.10.2013 tarihinde davalı ..."e, ... ada ... nolu parseli 17.12.2013 tarihinde davalı ..."e sattığını belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, borçlunun pekçok taşınmazı olduğunu aciz halinin olmadığını, müvekkili ile borçlunun tanışıklığının olmadığını emlakçı vasıtası ile aldığını, belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket vekili, müvekkilinin aciz halinin olmadığı, yapılan satışında gerçek olduğunu belirtmiştir.
Davalı ... duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, ivazlar arasında oransızlık bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere dosya kapsamı ile borçlunun aciz halinin sabit bulunmasına, davalı ..."in taşınmazı alacağına mahsuben aldığı bu hali ile yapılan ödemenin mutad ödeme olmadığı İİK"nun 279/2 maddesine göre de iptale tabi olmasına göre davalı borçlu şirket vekili ile davalı ... vekilinin diğer bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı ..."in temyizine gelince:
... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, davalı ..."in borçlunun İİK"nun 278.madde kapsamında akrabası olduğu veya İİK"nnu 280.maddesi gereğince boçlunun aciz halini ve alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunu gösteren somut delil ileri sürülmemiş ve ispat edilmemiştir. Anılan davalı taşınmazı 110.000,00 TL"ye aldığı, iler sürülmüştür. Gerçekten de taşınmazın satışının yapıldığı 04.10.2013 tarihininde davalı ... hesabından 100.000,00 TL çekilmiş tapuda satış bedeli 18.500,00 TL olarak belirtilmiştir.Dairemizin istikrar kazınmış görüş ve uygulamalarına göre aynı gün çekilen paranın ödeme yerine geçtiği kabul edilmektedir. Bilirkişi taşınmazın değerini 120.000,00 TL olarak belirlediğinden, davalı ..."in dava konusu taşınmazı raiç bedelden aldığını ispatladığından bu
davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Dava iki ayrı taşınmazın farklı davalılara yapılan satışının iptaline ilişkin olup, davalılar ... ve ... arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olup her birinin tasarrufu bağımsız dava konusu olup ayrı ayrı değerlendirilmeleri gerekmektedir. (HMK"nun 58)
Öte yandan, tasarrufun iptali davasının kabulü halinde harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak ile iptal edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hükmedilir. Somut olayda takip konusu alacak miktarı iptalina karar verilen taşınmazların gerçek değerinden fazla olduğundan, herbir tasarruf yönünden taşınmazın gerçek değeri esas alınarak, ayrı ayrı harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde kümülatif bir yargılama giderine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı borçlu şirket vekili ve davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bennte açıklanan gerekçelerle anılan davalı ... ve vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... ve davalı borçlu vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.