14. Hukuk Dairesi 2016/1767 E. , 2016/7526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar tarafından, davalı aleyhine 27.01.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 14.01.2010 tarihinde vefat eden muris ..."in terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile murisin terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, terekenin borca batıklığı nedenine dayanan mirasın hükmen reddinin tespitine ilişkindir. (TMK M.605/2)
Murisin ölümü ile, tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden murisin 21/10/1992-01/07/2002 tarihleri arasında ...Tic.Ltd.Şirketinin, 16/06/2002-13/10/2003 tarihleri arasında Vena İnş.Taah.San.Tic.Ltd.şirketinin kanuni temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Borç, murisin şahsi borcu olmayıp, ortağı ve temsilcisi olduğu şirketin vergi borcundan kaynaklanmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun gereğince takibe tabi tutulurlar.
Aynı kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen mükerrer 35. madde hükmüne göre de tüzel kişilerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi malvarlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Bu itibarla mahkemece uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, davacılar vekilinin mirasın reddine ilişkin vekaletnamesinde özel yetki bulunmamasına rağmen bu eksiklik tamamlatılmadan yargılamaya devam edilmesi, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılmaması, muris üzerine kayıtlı olup ...2. İcra Dairesinin 2010/2460-2463 esas sayılı dosyasında 06/10/2010-02/08/2010 tarihlerinde satılan iki aracın murisin aktifinde olup ölüm tarihi itibariyle bedellerinin tespit edilmemesi, murisin başkaca malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar ve icra dairelerine sorulmaması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi