19. Hukuk Dairesi 2015/12190 E. , 2015/17346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili asıl ve birleşen davada; müvekkilinin 04.01.2010 vade tarihli ve 280.000 TL bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, şahsi defilerin iyi niyetli hamil olan müvekkiline karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin hakkı olan alacağına karşılık olarak ciro yoluyla senede hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 13/11/2012 Tarih 2010/234 Esas, 2012/552 sayılı Karar ile asıl dosyadaki davalı ve birleşen dosyadaki davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulü ile dava konusu 04.01.2010 vade tarihli, 280.000-TL"lik senetten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığına, senedin iptaline ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, kararın davalılar ... ve ... vekillleri ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01/07/2013 Tarih, 2013/8520 Esas, 2013/12332 Karar sayılı ilamında belirtilen "1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle; aynı zamanda davacı şirket yetkilisi de olduğu anlaşılan davalı ..."in savunmalarında ve temyiz dilekçesinde yer alan beyanlarından, adı geçenin davacı şirketten gerçekte alacaklı olmayıp, şirketin 3. kişilerden borç ihtiyacının karşılanması amacıyla ve 3. kişilerin kendisinin şahsi teminatını istemesi karşısında senette lehtar olarak gösterildiğinin anlaşılmasına ve yerel mahkemenin bu şekildeki benimsemesinde somut olayın özelliği itibariyle isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Diğer davalılar ... vekili ile ..."in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava tarihi itibarıyla somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nun 599. maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki şahsi defilerin ciro yoluyla senede hamil olan kişilere karşı ileri sürülebilmesi, hamillerin keşidecinin borçlu olmadığını bile bile senedi iktisap ettiklerinin, daha açık bir anlatımla senedin kötüniyetle iktisap edildiğinin kanıtlanması koşuluna bağlıdır. Mahkemece, senede ciro yoluyla hamil olan bu davalılar yönünden anılan yasa hükmü çerçevesinde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." şeklindeki gerekçelerle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı ..."in davaya konu senedi hamil ..."den ciro yoluyla almadığı, ... ile ... arasında alacak borç ilişkisi olmadığı, ..."in senedi dava dışı ..."dan 80.000-90.000 TL alacağına karşılık aldığını beyan ettiği, dava konusu senedin ... tarafından dava dışı ...a senet bedeli kadar para alınıp verildiğini beyan ettiği, bu ciro işleminin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, senet hamillerinin senet karşılığı para verip senedi aldıklarını ispat edemedikleri, davacı şirket ile senet hamilleri arasında herhangi bir para alışverişi ve ticari bir ilişkinin olmadığı, davalı ..."in alacağı olan bir şahıstan alacağını tahsil etmeden alacağının iki katı kadar bir parayı daha nakit olarak verip karşılığında senet almasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davalılardan ..."in ikamet adresini yargılama sırasında değiştirdiği ancak kararın değiştirilen yeni adrese değil eski adresine gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemenin öncelikle karar tebliği için davalının mernis adresini sorgulaması ve tebligatın bu adrese çıkarılması gerekirken usulsüz yapılan tebligatı davalının 30.06.2015 tarihinde öğrendiği anlaşıldığından temyiz isteminin süresinde olduğu dikkate alınarak diğer davalının temyizi ile birlikte yapılan temyiz incelemesi sonucu;
Dava, menfi tespit davası olup davalılardan ... ile ... dava konusu bonoda ciranta ve hamil konumundadırlar. Lehdardan sonra gelen ciranta ve hamillerin borçtan sorumlu olmadıklarının ispatı öncelikle borçlunun lehdara karşı borçsuzluğunu kanıtlaması, daha sonra da ciranta ve hamilin iyi niyetli olmadığını ispatlaması ile mümkündür. Bir başka deyişle ciranta ve hamilin bonoyu iktisap ederken bedelsiz olduğunu bile bile kötü niyetli devraldıklarının davacı yanca kanıtlanması gerekir. (6762 sayılı TTK"nun 599. maddesi) Bu durumda mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında araştırma ve inceleme yapılması gerekirken ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün temyiz eden davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.