3. Hukuk Dairesi 2014/10327 E. , 2014/9460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2012
NUMARASI : 2010/306-2012/451
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalının açtığı ihaleye katılarak taşınmaz satın aldığını, bedelini ödediğini, davalının satışa sunduğu taşınmazda yanlışlık yaptığını, davalının bu duruma dayanarak açtığı tapu iptali tescil davasının kabul edildiğini, davacının ödediği bedelin ise davalıda kaldığını belirterek, ihaleye konu edilmesi gereken taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline bu mümkün değil ise ödenen bedelin ödeme tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve 12/09/2012 tarihli duruşmada; davacının iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesini talep etmiş, ancak istenilen bedeli ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödemeyi kabul ettiklerini belirtmiştir.
Mahkemece; davacının tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, ödenen bedelin ödeme tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK 74/1. maddesi gereğince; "Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez."
Somut olayda; mahkemece keşif yapılmış, keşfe katılan kadastro, emlak ve inşaat bilirkişilerinin hazırladığı raporlar incelenmiş, kabul beyanı da gözönüne alınarak , davacının iptal ve tescil talebinin reddine, ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili 13/10/2010 tarihli cevap dilekçesi ile ve 12/09/2012 tarihli duruşmada, davacının ödediği bedele ilişkin olarak davayı kabul ettiklerini beyan etmiş ve mahkemece de kabul beyanı hükme esas alınmış ise de, davalı vekiline verilen vekaletnamede davayı kabul yetkisi bulunmamaktadır. Dairemizin geri çevirme kararı nedeni ile mahkemece davalı vekilinin kabul yetkisinin bulunduğunu gösterir belgenin dosyaya sunulması için davalı kuruma ihtar gönderildiği halde buna ilişkin herhangi bir belge de sunulmamıştır . Bu durumda, davalı vekilinin davayı kabul yetkisinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin yasal olarak davayı kabul yetkisinin bulunmadığı açık olduğuna göre; mahkemece yapılması gereken kabul yetkisinin bulunmadığı gözönüne alınarak, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.