11. Hukuk Dairesi 2015/14286 E. , 2016/2435 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.03.2015 tarih ve 2014/222-2015/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 28.11.2011 tarihli kargo taşıma hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeden kaynaklanan alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketin alacağının ödenmemesi üzerine.... İcra Müdürlüğünün 2012/20668 esas sayılı dosyası ile 20.734,72 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında düzenlenen kargo taşıma hizmet sözleşmesine göre sözleşmeden dolayı oluşacak ihtilaflarda ilk olarak hakem heyetine gidilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan kargo taşıma hizmet sözleşmesinin 25. maddesinde taraflar arasında çıkacak ihtilaflarda öncelikle hakem heyetine başvurulmasının öngörüldüğü, ancak hakem heyetine yapılmış bir başvuru bulunmadığı, davalının hakem itirazının da süresinde olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dair yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede uyuşmazlık halinde ilk olarak hakem heyetine başvurulacağının belirtildiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki taşıma hizmeti sözleşmenin 25. maddesinde, sözleşmeden dolayı oluşacak ihtilaflarda ilk olarak hakem heyetine gidileceği, hakemler tarafından uyuşmazlık çözülmez ise İstanbul Mahkemeleri"nin salahiyetli olacağı düzenlenmiştir. Ancak, kural olarak geçerli bir tahkim sözleşmesinden söz edilebilmesi için uyuşmazlığın mutlaka hakemde çözümleneceğinin taraflarca kararlaştırılmış olması şarttır. Çünkü, tahkim kurumu
istisnai hallerde başvurulacak bir çözüm yolu olup, asıl olan uyuşmazlığın mahkemeler eliyle çözümlenmesidir. Aksi halde, örneğin sözleşmede ince tahkim şartının kararlaştırılıp sonraki maddelerde uyuşmazlığın çözümleneceği yetkili mahkemenin belirlenmesi halinde ya da somut olayda olduğu gibi aynı uyuşmazlığın hem tahkim yoluyla olmazsa hem de mahkeme yoluyla çözümlenebileceğinin kararlaştırılması durumunda, tahkim şartının geçersiz olacağı kabul edilmelidir. Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle taraflar arasında imzalanan taşıma hizmeti sözleşmesinin 25. maddesinde belirtilen tahkim şartının geçersiz olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.