11. Hukuk Dairesi 2020/4209 E. , 2021/6237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. ...
VEKİLİ : AV. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10.12.2019 tarih ve 2019-234/833 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 2 yılda bir yenilenen sözleşmeler ile yürütülen tek satıcılık ilişkisi bulunduğunu, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında davalıya teminat mektubu verdiğini, ticari ilişki sorunsuz devam ederken, davalının herhangi bir borç bulunmamasına rağmen, alacak isteminde bulunarak elindeki teminat mektuplarını nakde çevirmek için talepte bulunduğunu, ayrıca dava açtığını, müvekkilinin iflastan kurtulabilmek için ipotek vermek zorunda kaldığını, ayrıca ek teminat mektupları ibraz ettiğini, uzun bir yargılama sürecinden sonra borçlu olunmadığına karar verilmiş ise de, müvekkilinin ipotek harcı ve teminat mektubu komisyon bedeli ödeyerek 180.000.-TL zarara uğradığını ileri sürerek, uğranılan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı, 12/07/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile alacağa ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesini, mahkemece kabul edilmez ise, alacağın 16/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşmeye aykırı davranışları ile müvekkili şirketi zarara uğratması nedeniyle hakkında dava açıldığını, yargılama sürecinin sonunda teminat mektuplarının iade edildiğini, davacının zararının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kendi rızasıyla davalıya verdiği ilave teminat mektupları ve tesis ettiği ipotekten kaynaklanan komisyon ve harç giderlerinin davacının faaliyet gideri olup zarar olarak değerlendirilemeyeceği, zarar olarak değerlendirilse bile davalının davacıya karşı anayasal hakkına dayanarak dava açmış olmasının bir haksız fiil olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca bir davacının iddiasını ispatlayamadığı için davasının reddedilmiş olmasının onun esasında haksız ve kötüniyetli olduğunu da göstermeyeceği, bu bağlamda davacının açtığı tazminat davasının şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 249,63 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 15/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.