14. Hukuk Dairesi 2016/864 E. , 2016/7493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, 05.03.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının murisle arasındaki soybağını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir.
Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup belirlenmesi, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında, mirasçılık belgesi verilmesi talebiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda resen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile mirasbırakan arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece resen belirleneceği de kuşkusuzdur.
Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesinde; doğum ve ölümün, öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde muris .... mirasçılarından olduğunu, murisin.... olmak üzere 9 çocuğu bulunduğunu belirterek mirasçılık belgesi verilmesini istemiş, delil olarak .... Mahkemesinin 2006/147 esas sayılı dosyasına, 310 numaralı tahrir kayıtlarına, nüfus kayıtlarına ve tanık beyanlarına dayanmıştır. Dosya içeriğinden mahkemece davacı tanıklarının dinlendiği, ilgili dosya ve tahrir kayıtlarının getirtildiği, bir kısım nüfus kayıtlarının ibraz edildiği, dinlenilen davacı tanıklarının miras bırakanın 9 çocuğu olduğunu doğruladıkları, yine mevcut nüfus kayıtlarından miras bırakan .... oğlu .... nüfusta kayıtlı olmadığı, .... isimli iki eşinin bulunduğu,....olma çocuklarından.... olma çocuklarından .....’ın eş ve çocuklarını gösterir nüfus aile kayıtlarının ibraz edildiği, murisin çocuklarından davacının kök mirasbırakanı .... nüfus kayıtlarının ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.
./..
2016/864-7493 -2-
Davacının, muris ....mirasçısı olup olmadığının belirlenebilmesi ve bunun sonucuna göre de soybağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilebilmesi için, öncelikle dava dilekçesinde ismi açıklanan ve tanıklarca da varlığı bildirilen mirasbırakanın çocukları, davacının babasının babaannesi olan ... kardeşleri ....de nüfusta kayıtlı olup olmadıklarının, kiminle evli olduklarının, ölmüşlerse çocuklarının kimler olduğunun belirlenmesi, bunun için öncelikle davacı ve kimliği belirlenen diğer mirasçılardan bu hususların sorulması, gerekirse resen tanık dinlenmesi ve zabıta araştırması yapılması, nüfusta kayıtlı iseler nüfus aile kayıtlarının getirtilmesi gerektiği de kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece bu olgular gözden kaçırılmış, belirtilen doğrultuda araştırma ve soruşturma yapılmamış, soybağı kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Eksik araştırma ve soruşturma ile karar verilemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı şekilde, mahkemece araştırma ve soruşturma yapılarak davacı ile muris arasında soybağı bulunup bulunmadığının, murisin mirasçılarının gerçekte kimler olduğunun duraksamasız belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bu gerekçelerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.