14. Hukuk Dairesi 2016/4501 E. , 2016/7485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 2014/15523-2015/485 sayılı 19.01.2015 tarihli ilamı ile: "" mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişilerin, çekişme konusu 1357 (2042) no"lu parsel yerine 1360 parsel hakkında rapor düzenlediği, rapor içeriği ile krokinin örtüşmediği, ayrıca kadastro paftasına göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ihdas edildiğini bildirdiği halde tescil bildiriminde (beyannamede), 138 no"lu parselin terkininden ihdas edildiğinin belirtildiği, ne var ki bu hususlardaki çelişkinin giderilmediği, özellikle dava konusu yapılan 606,65 m2"lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı gibi çekişme konusu yerin belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığıgörülmektedir.
Bu durumda mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin kadastro paftasındaki ve her iki imar uygulamasındaki yerinin aynı kroki üzerinde işaretlenerek, çekişmeye konu yere ilişkin bilirkişilerden açıklayıcı, doyurucu ve infaza imkan verecek nitelikte rapor alınması, yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; ... Belediyesi hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne tapu kaydının eski haline iade edilmesine, ... İli, ... İlçesi, ... köyünde kain 5499 ada 2 parsel no"lu taşınmazın 352,25 m2"lik kısmının 5499 ada 3 parseldeki taşınmazın 254,40 m2lik kısmının tapu kaydının iptali ile imar öncesi kök parsele 1357 (2042) ihyasına, hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan ... ... vekili ile ... vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir
2- Dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda ...Belediyesinin 37 no"lu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesi"nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içinde kalması nedeniyle de ... Belediyesinin davada taraf olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tamamen yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmuş olmakla, orada belirtilen hususların yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Anılan bu husus, usuli kazanılmış hakkın bir sonucudur. Bozmadan sonra alınan 30.11.2015 tarihli ek teknik bilirkişi raporu hükme elverişli ve yeterli olmadığı gibi, kendi içerisinde çelişkilidir. Kadastro paftasına göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ihdas edildiği bildirildiği halde tescil bildiriminde (beyannamede), 138 no"lu parselin terkininden ihdas edildiğinin belirtildiği, ne var ki bu hususlardaki çelişkinin giderilmediği, özellikle dava konusu yapılan 606,65 m2"lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı gibi çekişme konusu yerin belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, ihdas beyannamesinde belirtilen 138 sayılı kadastral parselin ilk tesisinden itibaren tapu kayıtlarının (kütük sayfalarının) ve dayanak belgelerin getirtilerek yapılan imar düzenlemelerinin ve ihdas beyannamesinin irdelenip, alınacak bilirkişi raporunun denetlenmesi, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukanda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyanca hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.