11. Hukuk Dairesi 2020/4331 E. , 2021/6236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
DAVALILAR : 1 -...
2 -...
VEKİLİ : AV. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Sındırgı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.01.2018 tarih ve 2013-163/13 sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nce verilen 12.11.2018 tarih ve 2018-818/1038 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar tarafından davacı hakkında bono nedeniyle icra takibi başlatıldığını, takip konusu senedin iki ayrı vade tarihi içermesi sebebiyle kambiyo senedi vasfında olmadığını, davacının yanında çalışan davalıların ayrılmak istemeleri üzerine işbu senet karşılığı borcunu davalılara ödediğini ve ödemeye istinaden de davalılara daha önce verdiği 5.200,00 TL meblağlı senet ile yine davacı tarafından imzalanmış boş senedin iadesini istediğini,davalı ...’ın da açık boş senedin arkasına "30.000,00 TL karşılık her iki senedi de verdim ..." yazısını imzalayıp davacıya verdiğini, ancak davalılar tarafından kendisine verilen boş senedin sahte olduğunu yapılan icra takibi ile anladığını, davacının trafik kazası geçirerek bedeni ve akli sağlığını kısmen kaybettiğini, davalıların bu durumdan faydalanarak gerçek imzalı senedi takibe koyduklarını ileri sürerek icra dosyasına ödenmiş olan 16.117,59 TL’nin istirdatına, ödenmeyen kısım kadar ise müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, senedin kambiyo senedi vasfında olduğunu, rakamla yazılan tarihin geçerli bir tarih olmaması sebebiyle yazı ile yazılan kısmın dikkate alınacağını, icra hukuk mahkemesince de davacı tarafından bu hususta yapılan itirazın reddedildiğini, ödeme iddiasını davacının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, davacının elinde bulunan iki adet senet arkasındaki "30.000,00 TL karşılık iki adet senedi verdim. ..." yazısının davalılara ait olmadığını, 5.200,00 TL bedelli senedin icra takibi ile ilgisinin olmadığını savunarak davanın reddi ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılama neticesinde, bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği ve bu sebeple illetten mücerret olduğu, davalılar hakkında senedin yağması suçundan takipsizlik kararı verildiği, davacının senedin keşide tarihinde akli dengesinin yerinde olduğu, davacının davasını ispat edemediği, ayrıca tedbir kararı gereğince icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmediği gerekçesiyle davanın reddi ile dava değerinin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyada bulunan ve davacının ödeme iddiasına delil olarak sunduğu 5.200.-TL bedelli senet ile yine bedelsiz senedin arkasında bulunan ve davalı ... ......ın el yazısı ve imzası ile yazıldığı ATK"nın 07/04/2016 tarihli raporu ile tespit edilmiş "30.000 TL karşılık her iki senedi de verdim" yazısı ve imzasının bulunduğu bu senetlerle icra takibine konu 30/07/2009 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli senedin ödendiğinin anlaşıldığı, dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerle icra takibindeki borç ödendiğinden menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü, davacının dava dilekçesinde takipten önce ödediği miktar için ödeme tarihlerinden itibaren takip faizi talebinde bulunduğu, sonradan yapılan ödemelerle ilgili faiz talep etmediği, ayrıca haksız takiple ilgili kötü niyet tazminatı talebinde de bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulü ile takip konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, İİK"nın 67/2 maddesine göre takip değeri olan 30.293,33 TL"nin %20"si oranında hesaplanan 6.058,66 TL kötüniyet tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının icra dosyasına ödediği 62.017,59 TL"nin 4.835,28 TL"sinin ödeme tarihi olan 31/01/2013 tarihinden 11.182,31 TL"nin 01/03/2013 tarihinden itibaren işletilecek %16 takip faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.013,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 15/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.