11. Hukuk Dairesi 2015/5044 E. , 2016/2411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2014
NUMARASI : 2014/342-2014/571
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2014 tarih ve 2014/342-2014/571 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl davada davacı .... .... vekili Av. .... .... ..., birleşen davada davacı .... .... vekili Av. .... .... ve asli müdahiller vekili Av. .... .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı .... ...., davalı şirketin 181 hissesine sahip ortağı olduğunu, kendisine haber verilmeden, çağrı yapılmadan 01/04/2011 tarihin olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını öğrendiğini, TTK"nun 370 maddesi uyarınca olağanüstü genel kurul yapılması konusunda verilmiş bir muvaffakatı bulunmadığını, yasal şartları oluşmadan yapılan genel kurulun yokluğunun tespiti gerektiğini, hisselerini kimseye devretmediğini, 01/04/2011 tarihli genel kurulda hisseleri temsil edilmediği gibi hazırun cetvelinde de adının yer almadığını, şirkete ait pay defterinde ve ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarında 181 pay sahibi göründüğünü, şirket hisseleri çıplak hisse niteliğinde olup devrinin BK"nu hükümlerine tabi olduğunu, hisse devreden ile devralanın yazılı sözleşme yapması gerektiğini, aksi durumda hisse devrinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, şirket ortaklığının devam ettiğinin tespitine, 01.04.2011 tarihli genel kurulun yasanın amir hükümlerine aykırılığı nedeniyle hükümsüz sayılmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada davacı .... ...., aynı hukuki gerekçelere dayanarak, aynı genel kurulun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Müdahiller vekili, müvekkillerinin geçerli hisse devri suretiyle ortak olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin kesinleşen ilamından ve ortaya konulan somut delillerden anlaşıldığı üzere asli müdahiller .... .... ve .... ..."nun şirkete %50 oranında ortak oldukları, 01/04/2011 tarihli genel kurul sonucu oluşan ortaklık pay durumunun gerçek olduğu, dava dışı ... ... ..."nin hazırlamış olduğu pay defteri ve hazurun cetvelinin sahte olduğu, sahte belge düzenlemek suretiyle müdahiller .... .... ve .... ..."nun şirketteki paylarını geri almak istediğinin somut olarak ortaya konulduğu, davacılar .... .... ve .... ...."nın hakkını kötüye kullandığı, dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettikleri, bu davranışlarını hukuk düzeninin korumayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl ve birleşen dava, anonim şirket genel kurulunun TTK"nun 370. maddesi hükmüne aykırı olması nedeniyle hükümsüz sayılması istemine ilişkindir. Mahkemece, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2013/63 E. 2014/82 K. sayılı ilamı ile sanık ... ... ..."nin tacirin dolandırcılığı suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nun 158/1-h maddesine uyarınca mahkumiyetine karar verilip bu kararın 07.04.2014 tarihinde kesinleştiği belirtilerek anılan karardaki belirlemeler mahkemece işbu davada gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2013/63 E. 2014/82 K. sayılı ilamı ile sanık hakkındaki cezanın 5271 sayılı CMK"nun 231/5. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. “Ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlayabilmesi için BK’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerekir. Eğer bu yönden kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa, hukuk hâkimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle somut olayda ortada ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından BK’nun 53. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.11.2014 tarih, 2013/4-1183 E. 2014/960 K. sayılı ilamı)”. Müdahiller ....ve ... ... tarafından davalı ... Elektrik Üretim A.Ş"ye karşı açılan davada ... 3 Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 16/07/2013 tarih, 2013/58-2013/4 K. ilamı ile “davanın kabulü ile davacılardan .... ...."nun 820 pay, diğer davacı .... ..."nun 180 pay olarak şirket pay defterine kayıtlarına” dair verilen kararın davalı vekili ve asli müdahiller vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 2013/15421 E. 2014/8217 K. Nolu ilamı ile “....eldeki davanın hisse devri yapan şirket ortakları huzuruyla görülmesi gerektiğinden, mahkemece davacı tarafa hisse devri yapan kişiler hakkında dava açması amacıyla süre verilmesi, dava açılması halinde her iki dava dosyasının birleştirilmesi gerekirken, davanın salt davalı şirket huzuruyla görülüp sonuçlandırılmasının” doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda anılan davada davacıların hisselerinin devredilip devredilmediği açıklığa kavuşacaktır. Eğer anılan davada davacılar .... .... ve .... ...."nın hisselerini devrettikleri sonucuna varılacak olursa davacılar .... .... ve .... ...."nın işbu davayı açma konusunda aktif dava ehliyetleri olmayacaktır. Buna göre mahkemece, ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/58-2013/4 K. sayılı dosyasının sonucu beklenerek işbu davanın çözüme kavuşturulması gerekirken anılan davanın sonucu beklenmeden yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.