Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5107 Esas 2016/1997 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü 133 ada 109 parsel (eski 433 parsel) sayılı 10.851,85 m2 yüzölçümlü taşınmaz, tapuda tarla vasfıyla ... adına kayıtlıdır.
Davacı ... ... vekili, mahkemeye sunduğu 20.03.2013 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 433 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli koordinatlı krokide belirlenen kısmının kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığının tespit edildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dilekçesine ekli krokide koordinat noktaları ile belirtilen kısmının orman vasfıyla tesciline, davalının müdahalesinin men"ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu edilen ... ili, ... ilçesi, ... köyü 433 parsel (Yeni 133 ada 109 parsel) sayılı taşınmazın bilirkişiler Orman Mühendisi ... ... ile Harita Mühendisi ... ... 30/09/2014 havale tarihli müşterek rapor ve krokilerinde tamamının (A ile işaretli 10411.96 m2 ve B ile işaretli 439.89 m2"lik kısımların) tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz davalı tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden elatmanın önlenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile müdahalenin men"i istemlerine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun uyarınca orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları yapılmış 10.04.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Tapulama çalışmaları 1977 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tamamının orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.