
Esas No: 2015/4593
Karar No: 2016/1977
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4593 Esas 2016/1977 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ... köyü ... ... mevkii 1447 parsel sayılı 2.000,00 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile davalının babası ... ... adına tespit edilmiş olup vefatı ile oğlu davalı adına tescil edilmiştir.
Davacı ... ..., taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin teknik bilirkişilerin 18/01/2014 tarihli raporunda (A) harfi ile işaretli 725,98 m2"lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın ifraz edilerek, en son parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliğiyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 18.03.1982 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve çekişmeli taşınmazın orman olarak kabulüne karar verilen bölümünün davacı tarafından dava tarihinden önce tapu kaydına dayalı olarak kullanıldığı, bu nedenle taşınmaza haksız bir el atmasının bulunmadığı gözetilerek, mahkemece el atmanın önlenmesi talebine yönelik karar verilmemesinde ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2. ve 3. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün HUMK"nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.