Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1708
Karar No: 2014/17309
Karar Tarihi: 17.12.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/1708 Esas 2014/17309 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2014/1708 E.  ,  2014/17309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/05/2013
    NUMARASI : 2012/402-2013/204

    Davacı M.. A.. vekili Avukat U. K.l Y. tarafından, davalılar A.. A.. vd aleyhine 12/07/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne, miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kasamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-) Diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    AİHM"nin kararlarında, sadece ihlal tespitinin “Hakkaniyete Uygun Tatmin” için yeterli olduğu yolundaki kabulü, tazminat istemlerinin değerlendirmesinde kullandığı genel prensip, ‘Makullük’ (Equitable basis) kıstası gibi ilkeleri ile birlikte davaya konu köşe yazısında kullanılan ifadeler, yazıya konu edilen olayların oluş biçimi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde mahkemece her iki yazı için hükmedilen miktarlar fahiştir. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/12/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    İlk derece mahkemesi her iki yayın için ayrı ayrı saldırı gerçekleştiği esasıyla davalı aleyhine mahkumiyet hükmü kurarken davacının açıkca tahkir edildiğini ve hedef gösterildiğini hükme temel olarak benimsemiştir. Oysa aşağıdaki nedenlerle yayın İHS 10. maddede yer alan ifade özgürlüğü kapsamında yer almaktadır.
    1-Mahkeme tahkir ve hedef gösterme ihtibariyle saldırı gerçekleştiğini belirttiğine göre mahkeme ve çoğunluk düşüncesi açısından bakıldığında ilgili eleştiri-yorum-haber gerçeklik unsurunu taşımaktadır. Kamu yararı unsurunu da taşımaktadır. Güncellik unsurunu da taşımaktadır. Konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kuralları da bulunmaktadır. Gerçekten mahkeme Türkiye de süregelen asker siyaset ilişkileri açısından konuyu ele almış ve ilk davranış davacıdan kaynaklanan onursal temele dayalı eleştiri ve yorumlarda bulunmuştur. Mahkeme ve çoğunluk düşüncesi ve tarafların yaklaşımları bu konuları saldırı unsuru olarak ele almamaktadır. Dolayısıyla saldırı gerçekleşmemektedir.
    2-Mahkemenin benimsediği ve çoğunlukça kabul edilen saldırı davacının tahkir edildiği ve hedef gösterildiği gerekçesine dayanmaktadır. Oysa mahkeme gerekçesinde hangi ifadenin tahkir oluşturduğunu saptamamaktadır. Buna göre yazı bütünü esasa alınarak kişinin tahkir edildiği görüşü benimsenemez. İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında hangi ifadenin tahkir içerdiği saptanarak tazminat verilecek ise benimsenecek miktar belirlenmek üzüre karar bozulmalı idi. Gerçekten her iki yazı ayrı ayrı ele alındığında tahkir sınırlarına ulaşan diğer ifadeyle aşma niceliğine varan bir cümle bulunmamaktadır.
    İlk derece mahkemesi ayrıca davacının hedef gösterildiğini saptamaktadır. Burada bir brokrat olan davacı ile siyasal üstleri arasındaki ilişki eleştirilmektedir. Benisemeye göre olgusal temel gerkçektir siyasal üstten davacının davranışının haklı gerekçesini açıklamaktadır. Diğer ifadeyle siyasal üst haber-yorum-eleştiriye tabi tutulan davacı davranışına meşruiyet kazandırmaktadır. Bunda hiçbir hedef göstermek söz konusu değildir. Esasen hedef gösterme bir kişiyi veya bir kamu görevlisini gerçekleştirmiş olduğu yasal bir eylemden dolayı zarar verme olasılığı yüksek olan bir kişi veya kitlenin zarar vereci eylemleri ile karşılaşma tehlikesiyle yüz yüze bırakmaktır. Burada davacıya eleştirilen davranışı nedeniyle zarar verme tehlikesi olan ne bir karşı kitle vardır, ne de siyasal üst vardır. Kaldı ki siyasal üst davacının eylemi açıklık getirererk meşruiyet kazanmıştır. Bu durumda davacının kime veya neye karşı hedef gösterildiği somut olmadığı halde soyut bir yaklaşımla davalının mahkum edilmesi tam bir ifade özgürlüğü ihlalidir.
    3-Dosyanın tamamı incelendiğinde davacının siyasal üstlerle "geçmişe dayalı karşılamama" alışkanlığı söz konusudur. İkinci olay gerçekleştiğinde basının yakalayabileceği ve eleştirmesi gereken bir olay söz konusu olup bu davranışın haber yapılmasında yüzde yüz kamu yararı olmaktadır. AİHM uygulamalarına göre idarenin işleyişini sarsacak haber ve yorumlar yapılması saldırı teşkil edebilir. Ancak kamu görevlisinin kendisinin bir eylemiyle kendisine kamusal tartışmaya açması halinde "aşma" olmaması kaydıyla haber-eleştiri-yorum yapılabilir. Yukarıda da anlattığım şekilde eleştiri konusu olan gelişmeler AİHM yerleşik olan bu uygulamasının tamamen sınırları içerisinde kalmaktadır. Buna göre davanın ilk derece mahkemesince reddi gerekirken kısmen kabulü ifade özgürlüğü ihlalidir. Çoğunluk görüşüne bu nedenle katılmıyorum.17/12/2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi