23. Hukuk Dairesi 2013/7762 E. , 2014/725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2013/190-2013/377
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, görevsiz Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan danışmanlık hizmet sözleşmesi uyarınca, davalının aldığı hizmet bedelini ödememesi üzerine 5.000,00 TL asıl alacak ve 343,35 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için başlattıkları icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile %40 inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, takibe dayanak olan faturanın kapalı fatura olmasının, fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğini savunarak, görev, yetki ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.
Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 31.12.2012 tarih ve 2011/7206 E., 2012/1206 K. sayılı ilamıyla; dava konusu icra takibinde asıl alacağın 5.000,00 TL olarak gösterildiği, dava tarihinde yürürlükte olan HUMK"nın 1/2. maddesine göre faiz, inkâr tazminatı ve yargılama giderlerinin mahkemenin görevini belirlemede nazara alınmayacağı, davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğine işaret edilerek diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuş, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının danışmanlık hizmetinden dolayı alacağının 7.257,00 TL olup, davalı tarafından 2.500,00 TL"sinin ödendiği, bakiye 4.757,00 TL"sinin ödenmediği, davacının da 5.000,00 TL asıl alacak üzerinden başlattığı icra takibine vaki itirazında kısmen haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, danışmanlık hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, takip ve dava konusu faturanın kapalı olarak düzenlendiği hususunda, taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
Kural olarak bir faturanın kapalı olarak düzenlenmesi, borcun ödendiğine karine teşkil edip, ispat yükü aksini iddia eden davacı üzerindedir. Davacı tarafın ticari defterlerinde, takibe dayanak olan fatura kayıtlı ise de, usulüne uygun tutulmadığı anlaşılan ticari defterlerdeki kayıtların, HMK"nın 222. maddesi uyarınca davacı lehine delil teşkil ettiğinden söz edilemez.
Bu durumda mahkemece, takibe dayanak fatura bedelinin ödenmediğinin davacı yanca kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken , bu hususta herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmaksızın yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 01.09.2005 olan dava tarihini gerekçeli kararda 11.03.2013 olarak yazılması ve tarafların unvanlarının ticaret sicili kayıtlarına uygun ve tam olarak yazılmamış olmasıda HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.