
Esas No: 2015/4426
Karar No: 2016/7444
Karar Tarihi: 22.09.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4426 Esas 2016/7444 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 986 ada 9 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin paydaş olduğunu, 29.12.2011 tarihinde bu parselden davalının pay satın aldığını öğrendiğini bildirerek, davalıya ait payın önalım hakkı nedeniyle iptalini ve müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazın fiilen taksim edildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü kişiye satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından davanın reddi gerekir.
Kötüniyet iddiası 14.02.1951 günlü ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Böyle bir durumda savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Dosyada davalıya pay satan mirasçıların daha önce parselde murisleri 1/2 pay sahibidir. Davalının da aynı parselde 1/2 payı mevcuttur. Yapılan keşif ve çizilen krokiye göre davacı ve davalıların murisi arasında fiili taksim gerçekleşmiştir.
Hükmün gerekçesinde fiili kullanımın tüm paydaşları kapsamaması nedeniyle bu paylaşmaya değer verilmediği belirtilmiştir. Davacı ile davalıya pay satan kişilerin murislerinin dava konusu taşınmazda paylarına karşılık gelmek üzere belirli yerleri kullandıkları, bu kullanım biçiminin devam ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.